Osman BOLULU
Ana Sütüm Benim: Türkçe



Sözlük

(Dil, düşünüş sergeni)

İyi bir sözlük okuruyum. Sözlük okumak, düşünüş yaylasında, yararlı/zevkli bir geziye çıkmaktır benim için. Sözvarlığımın boyutunu denetlemedir.

Sözcükleri, madde madde okuyup geçmem. Kavramlar birbiriyle bağıntılıdır: Kiminde karşıtlarıyla, kiminde içerdiği öteki kavramlarla açıklanır madde başı sözcüklerin anlamı. Yalnızca orada kalır, kavramların ilintilerine, ilişkilerine bakmazsak, tek bir kavrama çakılır kalırız. Düşünme, yazma kekemesi oluruz.

(Yukarıda değinilmesine karşın, daha somutlaştırma için yenileyelim.)
Diyelim ki düşünmek maddesini okuyorum sözlükte. Önce anlam açıklamalarını sırasıyla kâğıda dökerim: 1. Bir sonuca, bir karara varmak amacıyla bilgileri inceleme, karşılaştırma ve aralarındaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek. 2. (Bir şeyi, bir kimseyi) aklından geçirmek, göz önüne getirmek, zihninde, hayalinde canlandırmak. 3. Zihniyle arayıp bulmak. 4. Bir kimseye, bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak. 5. Akıl yürütmek, ne olabileceğini önceden kestirmek. 6. Öneriyi, durumu, bir şeyi inceleyerek oluşturmak. 7. Bir şey yapmaya niyet etmek, tasarlamak. 8. Tasalanmak, kaygılanmak. 9. Bir şeyin öyle olduğunu sanmak. 10. Bir dille düşünmek, o dilin sözcüklerini, deyimlerini kullanarak akıl yürütmek. 11. Başka bir şey düşünmemek, yalnızca onunla ilgilenmek.

Sözcüklerin, sözlükteki anlamlarını kâğıda döktükten sonra düşünmek kavramıyla ilintili, ilişkili maddelere (altları çizili) bakar, onları da yazıya döker, üzerinde düşünür, yazmaya başlarım.

'Bitti' diye bakmam o yazıya. Unutulacak; bir süre dinlendiririm. Başkasının yazısıymışçasına, insafsızca gözden geçiririm. Sözcükleri yerinde ve doğru kullanmış mıyım diye yazıyı ve kendimi denetlerim.

Sözlükler, ana kaynaklarımdandır da, çok mu bağlıyım onlara? Sözlükçü, sözcüğün anlamını yaratmaz. Kullanıma göre açıklar sözcüğün anlamını. Kullanımda genel kabul görmüş anlam ve tanımları sözlüğe geçirir. Sözlükçü, kullanımın arkasından gider.

İnsan, yeni durumlar, gerekler, gereksinimler karşısında nasıl yeni tavır, tutum takınır, nasıl edimini, tutumunu gereksinimlere göre ayarlarsa; insan beyninin, düşünüşünün dışa vurumu, iletiye ağımı olan söz de insan gibi değişen, dönüşen bir canlıdır: Değişerek, dönüşerek dirimini sürdürür, canlılığına açılım kazandırır.

Sözlükler, doğası gereği duruktur. Sözlük anlamıyla yetinirseniz, düşünüşünüz duruk kalır. Dil insan gibi, duruma göre değişen, yeni durumlara uyarlanan bir canlılıktır. Dilin, yaşam içindeki canlılığını yakalamak gerekir.Yazar, şair, düşünür vb.leri, hatta halk, sözcüklere yeni anlamlar yükler. Sözcükler, kullanımda umulmadık yeni anlam kazanır. Çağıncıl yazın, düşün ve sanatı izlemezseniz, dilin ve düşünüşün canlılığını yakalayamazsınız. Sözlüklerin, eski, ölü sözcükleri de içerdiğini unutmayınız! Eski sözcükle kurulan konuşma ve yazı eski kafalı; ölü sözcükle kurulan konuşma ve yazı durağandır; ya müzeliktir ya ölü ağıdıdır.


Nisan-Mayıs 2012

Yazarın Önceki Yazıları:
Kitapsız Kültür Topaldır
Aziz Nesin'i Anlayabildik mi?
İnsana Değgin
Öfke
Düşünce, Düşünüş
Düşünmek
Türkçe Denemeye Katkı
Yiğit, Sert ve Dik Adam mıyım?
Soyadı Sahtekârıyım
SÖZ VE İNSAN / (Sözüne bak, insanını tanı)
Sözcük Seçimine Özen
Seslendirme ve Noktalamanın Önemi
Dil Savrukluğunun Nedenleri
Dilimizde Edim ve Edicinin Özellikleri