Balbay'a Saldırmak!
"Evrensel düşünen kişi, kendi gibi düşünenden çok düşünen insanlara
saygılıdır"
"Bir
kötünün, diğer kötüden daha az nicelenmesi, onu nitel hale getirmez"
2007 Aralığından
bu yana Milliyet Blog (MB) düşün platformunda yazmaktayım. Burası
benim için gerçekten beyin fırtınası boyutunda evrensel düşün platformu
gibi. Onun için tüm blog yazanlarını bu evrensel düşün platformunun
düşün neferleri gibi görürüm ve bu nedenle, biraz ayrımcılık, biraz
gruplaşma ve popülizm kokan 'Önerdiğiniz Blog Yazarları' bölümünü
asla kullanmam. Kullanmam çünkü benim için, benim gibi düşünen insandan
çok, düşünen insan önemli; düşünürken düşündüren insan.. Kişilerin
farklı düşüncelerini; beni zengin eden, beni besleyen karşıt düşünceler
olarak görürüm ve saygı duyarım.
Nedense dün
gece bu MB denizinde sörf yapmaya karar verdim. Bir rastlantı idi.
Irkçı ve dinci duruşlarıyla harmanlanmış sağ görüşlü, fakat zaman-zaman
yazılarını zevkle okuduğum bir arkadaşın önerdiği blog yazarını
istemdışı olarak tıkladım ve o kişinin yazılarında gezinmeye başladım.
Kişiyi; yazım yeteneği olan, aydın bir insan olarak gördüm ve okumaya
başladım. Müthiş düşünen insan. Dahası düşünürken düşündüren..
Bir yazısı beni
gerçekten düşündürdü... Yazısının konusu "Ergenekon ve
Mustafa Balbay". Daha doğrusu "Ergenekon'u
savunmanın ne anlama geldiğinin yanıtlarını verirken Balbay'ları
işaret etmek".
Doğru oturup,
doğru konuşmak gerekirse, düşün yapınız ne olursa olsun yazıyı büyük
oranda onaylarsınız. Bir başka deyişle; evrensel düşünen bir kimlik
olarak yazının büyük oranına katılmamak olanaksız. Çünkü Ergenekon'u
savunanlara eleştiri getiriyor ve Ergenekonu savunmanın; İttihatçılık
olduğunu, Enver ve Talat Paşaları savunmak olduğunu, 12 Eylül
öncesi faşist katliamları savunmak olduğunu, Bahriye Üçok, Abdi
İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu katillerini savunmak olduğunu,
12 Eylül işkencelerinin yanında yer almak olduğunu, Atatürk
devrimlerine karşıtlık olduğunu, askeri darbeleri savunmak olduğunu,
Amerikan emperyalizmine hizmet etmek olduğunu v.s, v.s sıralıyor.
Fakat yazının bir yerinde öyle bir şey söylüyor ki, tüm güzel duruşunu
bozarak, günümüz harmanlanmış "Taraf" kimliğinin
prototip duruş moduna atıyor kendini.
Diyor ki yazının
bir yerinde; "Ergenekon'u savunmak 12 Mart'ta genç subayların
önderliğindeki kominst darbecileri savunmak demektir." Bu
demektir ki 12 Mart faşizmini onaylıyorum. Olguyu asla tersinden
okumuyorum, aksine doğru yönde okuyorum, çünkü arkadaş olguyu net
bir şekilde ortaya koyuyor. Bir kişi hem askeri darbelere karşı
olacak, hem de darbe bahanesiyle Amerikan güdümündeki 12 Mart Faşist
darbesini (biliyorum muhtıra olduğunu, ne fark etti ki, ha darbe,
ha muhtıra. 12 Mart sonrası üç devrimci kardeşimiz idam edilmedi
mi?..) onaylayacak… Ben böylesi bir duruşu onaylamam.
Yazının bir
başka yerinde; 'Darbe bu ülkeyi 30 yıl, şeriat bu ülkeyi 100
yıl geri götürür' diyenler var. Tersinden okuduğunuzda,
bu askeri darbeye davetiye çıkarmaktır. Yani, 'ben askeri
darbeyi tercih ederim'.
Blogcu kardeşimiz
açık açık, düşünürken aniden tutuklanan Mustafa Balbay'ı
işaret etmektedir. Böylesi bir yaklaşım düz mantık ötesi, dümdüz
bir mantıktır her evrensel düşünen için.
Şu bir gerçek
ki; bir kötünün, diğer kötüden az söylenmesi az olanı benimsemek
değildir. Dahası bir kötünün, diğer kötüden daha az nicelenmesi,
onu nitel hale getirmez…
Bu ülkemde Ergenekon'u
savunmak ne kadar tehlikeli ise, Ergenekona sarılmak da o kadar
tehlikeli. Anladığım kadarıyla arkadaş sarılanlardan.
Ve de
ben de o sarılanlar için diyorum ki:
- Ergenekona sarılmak demek; Atlantik ötesinde yan gelmişe zemin
oluşturmak demek.
- Ergenekona sarılmak demek; şeriatı getirmek demek,
- Ergenekona sarılmak demek; ırktan geçinen bölücülerle, Neocanlarla,
İsrail ile, Cumhuriyet karşıtı ikinci cumhuriyetçi sınırsız ve kuralsız
demokrasi avcılarıyla aynı dili konuşarak dinden geçinenlerin zeminini
güçlendirmek demek,
- Ergenekona sarılmak demek; gemicikleri ve hortumlayanları, dahası
Ofer'leri savunmak demek,
- Ergenekona sarılmak demek; özelleştiricileri savunmak demek ve
hukuksuzluğu kurumsallaştırmak demek..
- Ergenekona sarılmak demek; temiz elleri değil, tespih elleri savunmak
demek…
B. Arınç'ı
savunmak demek,
"demokrasi amaca ulaşmanın aracıdır" diyen
R. T. Erdoğan'ı savunmak demek diyenlere de hak vermek gerek..
Nasıl bir
prototip?
Amerikancı klasik
milliyetçi-faşist bir prototip mi desem? Günümüz karanlık popülizmi
Siyonist, Neocan, ayrılıkçı ırkçı-ayrılıkçı dincilerle ve sınırsız
ve kuralsız demokrasi avcısı sol eskisi ikinci cumhuriyetçi düşüncelerle
harmanlanmış bir prototip mi desem? Rıza Pehlevi monarşizmine
karşı savaş veren ve tüm karşıt düşüncelerle omuz-omuza devrim yaparken,
özellikle Humeyni yandaşlarını besleyen, fakat devrim sonrası
Humeyni yandaşları tarafından idam sehpasına taşınan, yanılgı
içindeki bir solcu prototipi mi desem? Dinden ve yoksuldan geçinenlerin
yağdanlık katsayısı yüksek teorisyeni mi desem? Yoksa; gerçekten
evrensel demokrasi aşığı bir prototip mi desem.. Anlayacağınız düşündüren,
fakat düşündürürken düşün kimyanızın çözünürlüğünü zorlayan bir
prototip..
Soruyorum:
Milliyet Blog'u
kapatmaya çalışan, daha doğrusu, karşıt medyalar yaratıp, Doğan
Medyaya savaş açan kimlikleri savunan bir kimlik olarak burada yazıyorsun
-ki yazmandan yanayım-, acaba o yaratılan ve savunduğun "Taraf"
medyada, senin Balbay'a saldırdığın gibi M. Altan'a,
A. Altan'a, A. Bayramoğlu'na, E. Mahçupyan'a, C. Çandar ve benzerlerine
saldırmama izin verirler mi? Yani, sana tanındığı gibi bana da yazma
hakkı tanırlar mı?.. Sana burası tanınıyor ve tanıması gerekir,
çünkü senin o savunduklarından daha uygar ve demokratik bir ortam
burası..
Teknopolitikalar
Platformu
evesbere@mynet.com
Mart 2009
Yazarın önceki
yazıları:
Eee-Recebim Nedir Bu Ekonomik Paritesizlikler?!
Yeni Yıl, Yeni Umutlar
Postemperyalistlerin ve Benim Ermeni
Özürüm
29 E-KİM?
Kendimizle Savaşmak
|