İçeride
Antilaik Dışarıda Laik
Başbakan'ın
son günlerdeki 'ideolojik' duruşu sağ-sol tüm insanın düşün kimyasını
bozar içerikte...
Laik Demokratik
Cumhuriyeti Anadolu insanıyla kuran Atatürk'ün, Türk Kurtuluş
Savaşı hakkındaki doğru haberleri halka ve dünyaya duyurmak amacıyla
6 Nisan 1920'de kurduğu Anadolu Ajansı'nın başına,
'Laikleri şişe geçireceğim' diyen danışmanınızı getirin,
son olarak Milli Eğitim Bakanınız "Atatürk milliyetçiliğine
bağlı vatandaş yetiştirme" ve "Milli Güvenlik
Siyaseti'ne bağlı olma" kuralını kaldırsın; kısacası
her durumda Türkiye'mde Laikliğe savurun, Mısır'da Laikliği savunun.
Olacak iş değil.
Öyle ki; haftalardır
yeni Mısır anayasasının şeriat ilkelerine dayalı olması gerektiği
yönünde kampanya yürüten ve çok güvendiği için "Sen liderimiz
olsan Kudüs'ü bile geri alırdık" pankartıyla sizi Mısırlılara
kahraman gibi karşılatan Müslüman Kardeşler örgütünü; 'Laik
Demokratik Cumhuriyet' savunucusu başbakanların bile cesaret
edemeyeceği içerikte mesajınızla büyük bir hayal kırıklığına uğratabiliyorsunuz
ve şunları söylettirebiliyorsunuz: "Atatürk'ün Türkiye'si
laik olabilir ama Mısır Türkiye'den farklıdır. Biz İslami kurallara
dayalı bir devlet yönetimi istiyoruz. Erdoğan'ın sözleri Mısır'ın
içişlerine karışmaktır".
Nerede durduğunuzu
mu şaşırdık, yoksa; Laiklik hidayetine mi erdik?
Ya da; duruşumuz
'Laik Demokratik Cumhuriyet'i bitirme yöntemlerimizin ikili
standı mı? Dahası, insanların düşün kimyasını bozan şirinlikle ideolojimize
zemin mi hazırlıyoruz?
Yok, Mısır'daki
Laik söylemimizde eğer samimi isek, inandıralım, tüm ulus peşimizden
koşsun.
İnanmak çok
zor, çünkü; Mısırlılara Mübarek rejiminin yerine kurulan Mısır Yüksek
Askeri Konseyi'nin başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi ile görüşüp
iki ülke arasında askeri işbirliği ele alınabiliyor. Daha açık söylemle;
Mısır'da halk ile birlikte Tahrir devrimini yapan ve Türkiye'de
olsa ergenekon suçlusu olarak tutuklanır siyasi çizgiye sahip Mısır
askerinin elini sıkarken, ülkemin askerinin boğazını sıkıyoruz.
Ulus bu durumda nasıl güvensin.
Ulusun görüşlerini
etkilemek ve de ideolojilerine yönlendirmek için siviller demokratik
kitle örgütleri, yayın organları ve partiler propaganda yaparlar.
Özellikle siyasilerin duruşu budur. Hatta, bazı siyasiler laik demokratik
Cumhuriyet'i kollama adını ulusu yönlendirecek söylemlerde ısrar
ederler. İşte tüm bu süreçler ülke yönetimine demokratik karakter
kazandırdığı kabul edilir -ki doğrudur.
İyi de; AKP,
CHP, MHP vd'nin, ülke yönetimine demokratik karakter kazandıran
benzer propagandalarla ulusu ideolojilerine yönlendirmeleri
'bu mantığa göre' suç değil mi? Ne olursa olsun; asker yapamaz,
çünkü asker devletin parçası. Peki Hükümetler devletin parçası değil
mi? O zaman AKP ve önceki iktidarlar bugüne dek suç işlemiş olmuyorlar
mı? Örneğin, İnternet üzerinden kamuya yansıyan 'MİT-PKK'
pazarlığı yönlendirici antidemokratik süreç değil mi?
Tekrar ediyorum; laiklik konusundaki benzer askeri hassasiyet neden
suç oluyor? Yani, ulusu bir ideoloji doğrultusunda yönlendirip darbe
hazırlığı yapıyor suçlamasıyla karşı-karşıya bırakılıyor. Ve asker,
demokratik kuralları birilerinin lehine bozarak suçlu ilan edilip
Silivri'yi boyluyor; fakat Mısır'da darbe yapan asker Tantavi'nin
eli sıkılıyor.
Evet, değil
ülkemde, ülkemin sınırları dışında; Tunus, Libya, Suriye ve Mısır
konularındaki duruşumuzla sınır ötesi ulusları yönlendirmeye başladık.
Son olarak; "Laiklikten ve laik anayasa'dan korkmayın"
diyerek Mısır ulusunu yönlendirerek adeta uluslararası suç
işledik..
Bu ne ideoloji,
bu ne laiklik…
Teknopolitikalar
Platformu
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
evesbere@gmail.com
Eylül-Ekim 2011
Yazarın önceki
yazıları:
Eski Coşkulu Seçimlere Ne Oldu?
Türkiye'de Alternatif Tarih mi Yazılıyor?
Temiz Kramponlar Operasyonu ve Futbol
Endüstrisini Paylaşım Savaşı
19 Mayıs'ta Atatürk ile Değişen Ülkemin
Yazgısı 12 Haziran'da Tekrar Değişir mi?
CHP'yi
Eleştirmenin Dayanılmaz Zamansızlığı ve Zeminsizliği
Y-azarlar Tutuklanmalıdır ve Salınmamalıdır
Demokrasi Şehidi Uğur Mumcu ve Aciz
Ölü Tasnifçileri
Haydarpaşa
Yıkıldı Garı
Türban ve First Leydi Wulff
Başbakan'ın Çılgın İstanbul Projeleri
Evet; % 58, Hayır; % 42
Askeri ve Sivil Darbelere Hayır Demek
İçin
Hayır Demenin 12 Eylül'ü
30 Ağustos 1923 ve 12 Eylül 2010 Emperyalizme
"Hayır!" Demenin Amentüsüdür
Sıvas-Madımak ve Auschwitz-Reishtag
Birkaç İnsan ve 23 Nisan
Elazığ Depreminde Suçlu Kerpiç Evler(miş)
Kürt Otonomisi ve Ermeni Haritası
Haiti Depreminin Çağrıştırdıkları
Gripin ve Domuz Gribi
Türkiye İslam Cumhuriyeti
2013'te 1. Yılını Kutlayacak
G-8'i Besleyecek 11'ler ve Pasif Laiklik
ve de Taksim'deki İMF Meydan Savaşı
Çatalca, Trakya, Marmara Afetinin Uyarısı
Ben Dinlencede Balbay İçeride - 2
Ben Dinlencede Balbay İçeride - 1
Çin İ-Çin Cin Diyebilir miyiz?
Cumhuriyet(imizin) Faşistleri
(1 Mayıs'ta Taksim Edenler) ve Cumhuriyet
Meydanı
Obama Bor'a mı Geldi, Ankara'ya mı?
Nöbetçi Anketçi Tahran Erdem
Balbay'a Saldırmak
Eee-Recebim Nedir Bu Ekonomik Paritesizlikler?
Yeni Yıl, Yeni Umutlar
Postemperyalistlerin ve Benim Ermeni
Özürüm
29 E-KİM?
Kendimizle Savaşmak
|