Yalçın DİKER
Diyaspora-Türk



Çağdaş Türkiye'yi Kim Koruyacak?


Türkiye'de hem ortam hem de kafalar karma-karışık. Yaşananlar iki ayrı şekilde yorumlanabilir.

1. Birinci görüşü göre Türkiye, Avrupa Birliği'nin de teşvik ve katkısı ile statükocu devlet yapısı olduğu belirtilen asker ve sivil bürokrat ve yargının vesayetinden kurtarılarak ve derin devlet iddialarının da üzerine gidilerek gerçek demokrasiye kavuşuyor.

2. Birinci görüşe katılmayanlara göre ise yapılanların ardında, Türkiye'deki mevcut laik devlet yapısının islami esaslara dayalı bir şekle dönüştürülmesi kavgası.

Eğer birinci görüş geçerli ise yöntemleri tartışılsa da zaten mesele yok. Bir tehlike de yok.

Ama eğer ikinci görüş doğru ise, o zaman bu gidişe kim dur diyecek?

Gerektiğinde rejimi kim koruyacak?

Yaygın inanış, islami bir düzene dayalı devlet yapısına ordunun engel olacağı üzerine kurulu. Asker de bunu böyle görüyor, aydınlar da, sokaktaki vatandaş da. Hatta ve hatta bana kalırsa şeriat yanlıları da böyle düşünüyor. Bu nedenle de askerin üzerine gidiliyor, yıpratılıp itibarının düşürülmesine çalışılıyor. Sanılıyor ki asker pasifize edilirse rejim değiştirilebilir.

Acaba Türkiye'deki çağdaş rejimi savunmak kimin görevi?

Bunun yanıtını mevcut çağdaş rejimi kuran kişiye sorma şansımız olsaydı herhalde farklı olacak, sorumluluğun orduya değil de gençliğe ait olduğunu söyleyecekti; yanıtı ordu olmayacaktı. Bakın 1933 de ne demiş:

"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek; "Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım." Diyecek.

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

***

Peki böyle bir risk var mı, bu olası mı? Atatürk'e göre bu muhtemeldir. Hatta olabilecekleri de Gençliğe Nutkunda, yani 1927'de şu şekilde öngörmekte:

"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

Yani Türkiye'de devrimleri ve çağdaş rejimi Atatürk Gençliğe emanet etmiştir. O nedenledir ki bütün ordularının dağıtılmış olma olasılığını da özellikle vurgulamıştır.


Mart 2010


Yazarın önceki yazıları:

Başarı
Bizim Ermeniler
Bilmiyorum
Federasyon
Altıkat'ı Anma Töreni Üzerine
Çıktık Açık Alınla
Yorumsuz Yorum
Adam Olmak İstemiyorum!
Kanada - Türkiye Diplomatik İlişkileri Alt Düzeye İndirilmelidir!
24 Nisan
Kendimize Sormamız Gereken Soru
Ottava Türk Derneği (3)
Ottava Türk Derneği (2)
Ottava Türk Derneği (1)
İki Kere Okunması Gereken Yazı
Kanada Parlamentosunda İlk Türk Parlamenter
Gün Gelir
Boşuna Yazılmış Bir Yazı
Ottava Türk Festivali
Örgütlendiremediklerimizden misiniz?
Çağdaş Ağalık Sistemi
Türkiye Laiktir, Laik Kalacak
Eleştiri Delinin Düdük Çaldığı Gibi Yapılmaz!
Başım Ağrıyor
Sivrisinek Masalı
Hadi Görünelim!