Hadi Görünelim!
Geçtiğimiz ay
Ottawa Citizen gazetesi okuyucu mektupları köşesinde, hem Türkiye
ile ilgili mektuplar hem de Kanada Türk toplumunun bazı üyeleri
tarafından yazılmış okuyucu mektupları yer almaktaydı. Bu tür mektupların
hem belirli kesimlerce okunduğu hem de kamuoyu oluşmasına karınca
kaderince katkıda bulunduğu kesin. Eğer devletin işleyişi Türkiye'deki
gibi ise, deneyimlerime dayanarak diyebilirim ki, ilgili politik
şahsı veya bakanlığı ilgilendiren mektup ve yorumlar, o kişi ve
bakanlığın ilgili memurlarınca göz önüne alınmakta ve büyük olasılıkla
yetkili kişiye geri besleme olarak dönmektedir. Bu çerçevede, özellikle
herkesin okuduğu gazetelerde yayınlanan ve bu gazetelerin arşivlerinde
kalarak, ileride araştırmacıların değerlendirebilecekleri mektupların
ve tepkilerin yoğunluğu, karar alıcıları daha dikkatli olmaya itmekte,
karar alırlarken ve uygularken daha dikkatli olmaya itmektedir.
Bununla birlikte e-mail ile gönderilen tepkilerin yönetimler üzerindeki
etkisinin gücünü bilmek elbette pek mümkün değildir. Kanımca o kadar
önemli bir etkisi olmayabilir.
Kevser Korhan
Taymaz, Aydın Yurtçu gibi değerli büyüklerimiz, bu tür girişimlerini
yıllardır inatla sürdürmekteler. Kendilerini kutladığınızda, sadece
kutlamayla kalındığını, oysa çoğu kişinin ve özellikle gençlerin
de kendileri gibi yazmaları gerektiğine ilişkin haklı sitemleriyle
karşılaşıyorsunuz.
Oysa herkes
biraz elini taşın altına sokmayı başarsa, daha çok sesimizi duyurabiliriz.
Hata keşke büyük gazetelerde bir iki köşe yazarımız, film yapımcılarımız,
sanatçılarımız ve hatta parlamenterlerimiz olsaydı diye düşünmemek
elde değil.
Hiç düşündünüz
mü acaba, Kanada Türkleri olarak, Kanada toplumunun gündelik yaşamında,
yerel ve federal politikalarının oluşumunda ne kadar etkimiz var?
Türkiye Cumhuriyeti'nin
ve onun Kanada'daki resmi / diplomatik temsilcilerinin etkinliklerini
sormuyorum. Kanada'yı ikinci vatan olarak seçmiş bulunan biz Kanada
Türkleri olarak ne kadar görünmekteyiz, nasıl görünmekteyiz?
Yani içinde
yaşadığımız toplumdaki insanlar ve bunları yönetenler, bizim burada
yaşadığımızın ve gündelik yaşamlarının bir parçası olduğumuzun farkındalar
mı?
Veya bazıları
farkında olunmasa bile bizim Kanada'nın gündelik yaşamındaki yerimiz,
ağırlığımız nedir?
Biz Türkler
görünür ve dikkate alınması gereken bir toplum olabildik mi?
İçinde yaşadığımız,
vergimizi ödediğimiz, ekonomisine katkıda bulunduğumuz, Kanada'nın
gelecek nesillerini oluşturacak çocuklarımızı emanet ettiğimiz Kanada'daki,
irili ufaklı karar alma süreçlerinde yerimiz, ağırlığımız, etkimiz
nedir?
Mesela Devlet
Bakanı Jason Kenney Kaliforniya'daki Ermenilerin Başbakan Harper'a
verdiği ödülü alırken ve sonrasında yayınlanan röportajında Ruanda'daki
katliamları bile dolaylı olarak sözde soykırımla ilişkilendirirken,
ben bunları söylüyorum ama Kanada Türkleri ne derler, ya bir daha
seçilemezsem diye düşünmüş olabilir mi?
Yani o karalamaları
yaparken biz ne kadar umurundaydık? Bay Jason Kenney bizim ne kadar
farkımızdaydı?
Hadi o farkında
değildi, peki biz ne yaptık?
Dernekler, Vakıflar,
Federasyon, tarikatlar, dini cemaatler, Türkiye'deki politik görüşlerini
buralara taşıyanlar…
Bizim gazetemiz
dışında Türkçe yayınlanan 3 gazete ve bir sürü elektronik yazışma
grupları, akil adamlar…
Kim ne tür tepki
gösterdi, kim nasıl bir şekilde haber yaptı? Montreal'deki bir uçak
bileti tartışmasını, bir elektronik yazışma grubunun yöneticisini
günlerce sayısız mesajlarla aramızda tartışırken hiç birimizin aklına
Devlet Bakanı Jason Kenney'nin eleştirilmesi neden gelmiyordu? Neden
koskoca bir Bakanın, bizim vergilerimizle ödenen parasıyla Kaliforniya'ya
gidip, Amerikan toplumuna ve politikacılarına, "Bakın, biz
böyle bir yasa çıkardık bir şey olmadı; merak etmeyin, siz Amerikalılar
da benzeri bir yasayı çıkarmaktan korkmayın, bir şey olmaz"
demesine aldırmıyorduk?
Biz Jason Kenney'e
aldırmıyorduk. Zaten Jason Kenney de bize aldırmıyordu. Üzerimizdeki
ölü toprağına bakılırsa bundan sonra da aldırmayacaktı.
Gelin şu soruların
yanıtlarını kendi içimizde düşünelim…
Okul aile birliklerinde,
belediye ve eyalet meclislerinde, parlamentoda, Senato'da, devlet
dairelerinde, sporda, sanatta, bilimsel araştırmalarda, iş dünyasında
toplum olarak etkimiz, katkımız ne derecededir?
Karar alma mevkilerini
işgal edenler, bu karar alıcılar için çalışan bürokratlar, araştırmacılar
ve bilim adamları, politikacılar, karar alıcıları etkileyebilen
baskı grupları, yazılı ve görsel basın ve sonuçta bu karardan doğrudan
veya dolaylı olarak etkilenecek olan sokaktaki sade vatandaş nezdinde
yerimiz ağırlığımız ne kadardır?
Sokakta yürüyen
yüz kişiyi çevirsek ve Kanada'da tanınmış Türklerin isimlerini sorsak,
kaç kişi bir tane isim sayabilir?
Bırakalım sokaktaki
sade vatandaşları, aynı soruyu belirli bir birikime sahip entelektüel
(aydın) kişilere sorsak nasıl bir cevap alabiliriz?
Kanada'da sesimizi
duyurmak, haklarımızı korumak ve Kanada Türk toplumu olarak daha
saygın olmanın yolu daha görünür olmak, bireyler olarak başarılı,
örgütler olarak etkili olmaktan geçer.
Peki nasıl daha
görünür olabiliriz, nasıl daha etkili olabiliriz?
Bu da ayrı bir
yazı konusu olsa gerek. Fikirlerini yansıtmak isteyenler çekinmeden
e-mail veya telefonla bize ulaşabilirler.
Kanımca etkili
bir diaspora olmanın birinci adımı bu konuda bir strateji oluşturabilmektir.
Kasım 2007
|