Yaşanmış
bir söylencenin kitabı:
'Bir Gülün Aydınlığında Altmış Yıl'
 |
Osman-Nermin
Bolulu çalışma odasında. |
ÖMER ÖZEN
Yaşamınızın
bir anında bazı buluşmalar gerçekleşir.
Birbirinizi
fiziksel olarak görmemişsinizdir. Ama o, orada içinizdedir, size
bakar, sizi duyumsar; kırk yılın tanışıklığı demeyeceğim; binlerce
yılın sıcaklığıyla içinizi ısıtır, varoluş nedeninizin ayrımına
varırsınız.
Bu, değer biçilmez
bir gömü gibi, ondan da öte, insan sıcaklığıdır. Karşılıksız bir
alışverişle çoğalma yaşarsınız. Coşkulanır, dolar taşarsınız.
Bu buluşmalardan
biri, -yaşça bizden büyükse de- birikimlerini, deneyimlerini paylaşan,
alçak gönüllü davranıp bize dostluğunu açan, dolayısıyla bu nedenle
hoşgörüsüne sığınarak 'Dostum' diyebileceğimiz bir
güzel kişioğlu gazeteci büyüğümüz Engin Aşkın'sa; diğeri
yılmaz bir 'Uzun Koşucu', başka bir 'Dost'
Osman Bolulu'dur.
Yıllarca özgür
düşünceli, sorumlu, çağının duyarlı insanını yetiştirmek için insan
işleyen ve eğitmenliği, öğretmenliği bitmeyen yüce bir eğitimcidir
Osman Bolulu.
İnsana baskı
ve zulümden, egemen gücün karşısında dimdik durduğu için de sürgünlerden,
haksızlıklardan payını alan Osman Bolulu, bu denli çektiklerine
karşın yine de, 'bırakın, izin verin de halkıma olan borcumu
hafifleteyim' der, bilgisini, birikimlerini üleşmeden duramaz.
Nereden geldiğini
bilen ve her ortamda yüksünmeden yineleyebilen ender özgün bir kişioğludur
aynı zamanda; köy kökenlidir...
Öğretmenliği
bitecek gibi değildir. Eğitmenler emekli de olamazlar. Osman
Bolulu bunu öykü, deneme, şiir, dil, eğitim üzerine yazı ve
kitaplarıyla yerine getirmeye çalışan, öğrencilerinin, okurlarının
olduğu gibi, bizim de kendisini tanımaktan çoğaldığımız bir kişioğludur.
 |
Nermin-Osman
Bolulu, düğün fotoğrafı, yıl 1953. |
Nereden geldiğini
bilen, bunu yadsımayan bir kişioğlu dedik. Böylesine yetkin bir
kişiliğe sahip Osman Bolulu, bakın başka bir güzel -bu kez-
kişi kızından söz ederken ne söylüyor: "... benim kimliğimi
donattı."
Ne güzel bir
tanımlamadır bu!
"İnsan,
şarap gibi kurulduğu küpün tadını taşır." O küpü mayalayan
ana babanız, aile çevrenizdir. Kişilik çocukluğun izlerini taşır.
O çağdaki algılanmalar, belleğinize yazılanlar, ömür boyu tabanınızda
yatıyordur. Edim ve tutumunuza yansır.
Mayam
anamdan, babamdandır, iyi ki kötü bir küpte sirkeleştirmemişler
beni. Yerleri ışıkla dolsun.
Çocuk
kişiliğiyle toplumda yer edinebilir misiniz? Kimlik edineceksiniz.
Eğitim kurumları toplum yararına dönük bir şeyler öğretir size.
Yaşamdan dersler çıkarırsınız. Okuduklarınızla kafanızı besler,
yüreğinizi inceltirsiniz.
Yine de
kimliğiniz tamı tamına oluşmamıştır, donatılacak yanlarınız vardır....
... Beni
haşarı bir öğrencisi saydı. Yumuşak davrandı, sevgiyle yaklaştı
hep. Kimlik yapımı pekiştirdim. .... Birikim aldım. Kimlik yapımın
mimarı ... Hanımdır."
Sonraya bırakmak
istediğimiz için aralarda adını gizledik ama, Osman Bolulu'nun
söz ettiği bu güzel kişi kızı Nermin Hanımdır, Nermin Bolulu.
Köy Enstitülü
Eğitimci, Yazar, Ozan Osman Bolulu, Nermin Hanıma adadığı
'Bir Gülün Aydınlığında Altmış Yıl'da, 1950'lerden gelen
zorlu bir yaşamı anlatırken, bu yaşanmışlıkları ince bir oya işler
gibi biçimlendiren o güzel kişi kızına ödenmez bir borç gibi söylemleri,
tanımlamalarıyla, okura da ince bir duyarlılıkla yaşamın anlamını,
sevincini aktarmayı unutmuyor.
Yaşam içinde
göz ardı edilenleri bir bir önümüze seriyor:
"Kadınlar
deyince elim ayağım başta kara, yüreğim kapılır rüzgâra. Sevinçleri
borçluyuz onlara. Kadın yüzüne ağmış hüzün, başıma dolanır. Acı
atlasına dönüşmüş kadın yüzleri hiç sökülmemiştir belleğimden.
Benim
iç sözlüğümde kadın doğa ile özdeştir: Doğurur üretir, bakar besler.
Değiştirir, dönüştürür; yeniler. Doğanın diyalektiği, insan içinde
önce kadındır diye düşünürüm. Hangi duruma düşürülmüş olursa olsun;
gövdesi rengi nasıl olursa olsun, kadın benim kutsalımdır, önünde
saygıyla eğilirim."...
Ve yıllar önceki
bir yazısından söz ederken ana düşüncesini açıklar Osman Bolulu:
"Kadını yaşamın başat öğesi sayıp yaşamın içinde ona rol
vermeyen toplumlar uygarlaşamaz."
Yazın dergisi
Damar'da kendisiyle yapılan bir söyleşide, "Atatürk'ü
de O Öğretti" deyip anasını tanımlarken Bolulu,
Nermin Hanım için "Silah arkadaşım"
diyor. Sonra daha da açıyor sözlerini: "Nermin olmadan
Osman Bolulu bir boş kovan. Mayam anamdan, insanlaşmam Nermin'den.
Hedefsiz, kuru sıkı, havaya ateş etmedimse, kovanımı dolduran Nermin'dir."
Dolu
dolu yaşanmış bir sevdanın imbikten süzülmüş, damıtılmış sözlerle
dile getirilen bir söylence kitap 'Bir Gülün Aydınlığında
Altmış Yıl'.
Çok konuşmaz,
boş konuşmaz Osman Bolulu. Bir sözü varsa, o her sözü, her
dile getirdiği inceden düşünülmüş bir öğrence değerinde yaşam yollarını
düzenleyen doluluktadır.
Bu söylence
sevdanın üç de meyvesi vardır söz edilmesi gereken; adı Asuman,
adı Yasemin, adı Hürriyet'tir...
Bu Sevda Cumhuriyeti'nde
yaşamak varmış, Nermin-Osman Bolulu'nun kanatları altında...
Onlar sevdalarını
yaşarken, o sevdalarıyla binlerce insan yetiştirip on binlerce yılın
Anadolu'suna verdikleri güzellikler, yarınlara umudumuzu da sürekli
diri tutuyor.
'Bir Gülün Aydınlığında Altmış Yıl' / Anlatı, 111 sayfa, /
Kurgu Kültür Merkezi Yayınları, Ankara / ISBN: 978-605-5690-07-6,
Ocak 2010 -www.kurgukulturmerkezi. com - osmanbolulu@hotmail.com
Nisan 2010
|