Yeşim Karacova'dan altın bilgiler:
"Benim
planlamacıya
ihtiyacım yok demeyin!"
Geçen sayıdan devam.
Investors
Group'un senin müşterisi olmanın karşılığında senden bir ücret talep
etmesi söz konusu değil çünkü ihtiyacı yok. Ancak yaptırdığın işlemlerin
ücreti olabilir ama, o da tıpkı bankalar gibi; havale parası, çek
karnesi parası v.s. gibi. Onun dışında bir masrafı yok. Burada göçmenlerle
Kebeklilerin bariz bir farkı var, düşük de olsa maaşla çalışan Kebeklilerin
yüzde doksanının bir finansal planlamacısı var. Oysa göçmenler ve
Türkler, 'benim finansal planlamacıya ihtiyacım yok, çünkü yatırım
yapacak param yok' diye düşünüyorlar. Çok yanlış, çünkü asıl paran
yoksa finansal planlamacıya ihtiyacın var. Çünkü en önemli kalemin
vergi kalemini düşürmen gerek. Bir de şöyle bir şey var: Türkiye'de
insanlar eğer vergi kaçırmıyorlarsa, özellikle maaşlı çalışanların
vergi avantajı sağlamaları mümkün değil. Çünkü vergi bordrolarından
kesiliyor ve bitiyor. Oysa burada ücretliler de bildiri verdikleri
için yaptıkları ya da yapmadıkları her şey vergilerini çok etkiliyor.
Göçmenlerin çoğu ve Türkler bunu bilmiyorlar, 'benim vergim maaşımdan
kesiliyor' diyorlar o kadar. Oysa Kebekliler bunu bildikleri için
ona göre davranıyorlar. Benim müşterilerimin 3'te biri Türk diğerleri
Kebekli. Kebekliler genç yaşlarından beri bir finansal planlamacıyla
çalıştıkları için, her adımlarını doğru atıyorlar. Bakıyorum, aynı
gelir grubundan olmalarına karşı, bizim Türklere göre çok daha iyi
bir mali duruma sahipler. Örneğin ortanın üstünde geliri olan bir
Türk ailesine baksak...
- Gelir ne
kadar?
- Karıkoca yıllık brüt 100.000 dolar diyelim. Emekliliğe geldiklerinde
ev, borçlar bitmiş oluyor. İkisinin de birer arabası oluyor, çocukları
okumuşsa okumuş oluyor. İşte, her yıl Türkiye'ye gidiyorlar falan.
Az buçuk bir RRSP (emeklilik için biriktirilen para)'leri oluyor
o da bazan. Yani emeklilik için hiçbir hazırlıkları olmuyor. Sanıyorlar
ki çocuklar büyüdü gitti, artık masraf yok. Oysa emeklilikte de
para lazım insana. Kalıyorlar devletin verdiği emekliliğe. Onun
da yüzde yüzünü alabilmek için burada 40 yıl çalışmak gerek, ki,
bunu yapabilen Türk yok. Yüzde 60-70'ine kaldın mı, ailenin eline
geçecek para en fazla 1500 dolar. Ama yine çatı tamir isteyecek,
araba bakım isteyecek, bahçenin düzenlenmesi gerekecek, yani emeklilikte
masraflar azalmıyor aslında. Ama sen ufacık paralarla kalmış oluyorsun.
Aynı gelire sahip Kebekli ailelerin ise RRSP'leri en yüksek düzeyine
gelmiş oluyor, ki bu kayıtlı bir yatırımdır. Kayıtsız yatırımları
da oluyor. Çiftlerin her birinin kenarda birikmiş paraları oluyor.
Yani önemli olan ne kadar para kazandığımız değil, o paranın ne
kadarını net olarak eve getirebildiğimiz ve ikinci olarak da yaşam
standardımızı bozmadan, bu paradan en çok faydayı sağlayabilmek.
İşte biz bunları öğretiyoruz. İnsanların geleceğini planlıyoruz,
çok keyifli bir iş. Ama çok da sorumluluğu var. Bizim bankacılardan
farkımız bu. Mesela sen bana geldiğinde, ben sana sigortandan söz
etmeliyim, nakit akışından, emeklilik gelirlerinden, Allah gecinden
versin, sana ya da eşine bir şey olduğu takdirde, mal varlığının
çocuklarına en az vergili bir biçimde devrolmasını sağlamaktan söz
etmeliyim. Nakit akışı ve vergi giderlerini iyi planlamış olmam
gerekir. Sana bir şey olsa kocan gelip, sen karıma şunu şunu söylememişsin
der ve bana tazminat davası açabilir. Mesela bir bankacıya gidip,
şu hisseden istiyorum desen, gülümseyerek sana onu satar, oysa ben
senin tüm mali profilini bildiğim için eğer senin durumunun buna
müsait olmadığını düşünüyorsam olmaz derim, ısrar edersen sana kâğıt
imzalatır öyle satarım,
- Bütün bu
bilgiler gizli tabi.
- Tabii; eşler bile isterlerse birbirlerinden ayrı ele alınırlar.
Ayrıca eğer sen benim müşterimsen, bizim firmada dahi dosyana benden
başkası giremez. Zaten bu işe alınırken 20 yıllık geçmişiniz araştırılıyor,
nerede oturdun, ne iş yaptın, annen, baban, eşin herkes araştırılıyor.
-
Diyelim ki yıllarca çalışıp biriktirdiğimiz bir miktar paramız var,
bunu ne yapalım?
- Eğer ileride Türkiye'ye dönme fikri yoksa, Türkiye'de gayrimenkulun
dışında bir yatırım önermiyorum. Yazlık olabilir mesela. Ancak bunun
dışında finansal olanakları takip edebilmek çok zordur. Ve Türkiye'de
en büyük eksiklik istikrardır. Yok döviz indi, şu çıktı, uğraşmak
zordur. Ama diyelim ki 200 bin doları var kişinin ve ilerlerde oraya
dönmeyi düşünüyorsa, o zaman parasının üçte birini oraya ayırabilir;
ister gayrı menkul alır, ister yatırım yapar. Yani önemli olan bütün
yumurtaları aynı sepete koymamak. Kalan parayı da burada bir şekilde
değerlendirebilir. Portfolio Manager'lar işte bu işe yarıyor; sana
değişik seçenekli bir portfolio hazırlıyorlar.
-
Yani elinde kaldı 140 bin dolar. Onu şuraya buraya böleceğine, bir
gayrı menkul alıp kiraya vermek daha iyi değil mi? Yani alışılan
hep budur sanırım...
- İpotekle alabilir.
-
Ama o ileriye dönük bir yatırım, yani sana anında gelir sağlamayacak...
- Evet ancak, mortgage'dan masraflarını düşebilirsin...
-
Yani parayı faize mi yatıralım?... O zaman vergi durumu ne oluyor?..
-RRSP'ye yatırırsan vergi yok, 'non-registered' yatırırsan
farklı tabi..
-
Nasıl?
- Şöyle diyelim: Kanada'nın en büyük hedefi emeklilik yükünü azaltmak.
Şimdi 'baby-boomer'lar geliyor, hepsi emekli olacaklar, çok fazla
sosyal yardım ya da işsizlik parası alan var ve çok yaşlı bir nüfus
var. Yani bundan 10 yıl sonra yaşlı nüfusu beslemek kolay olmayacak,
çünkü gençler az. Dolayısıyla devlet insanlara borçlanarak yatırım
yapmalarını zorluyor ki, insanlar sadece devletin emekli parasına
güvenmesinler. Mesela 1000 doları faize yatırdınız ve 1100 dolar
oldu, vergilendirileceğiniz tutar 1100 dolar üzerinden olacak. oysa
ki siz eğer devlet tahvili, bono v.s. gibi şeyler alırsanız, o zaman
devlet kazancınızın yarısından vergi alıyor, yani 50 doların faizini
veriyorsunuz. Çok fazla da RRSP alıyoruz, ancak o sadece bir vergi
erteleme şekli. Eğer çalışırken sadece RRSP biriktiriyorsanız ve
paraya ihtiyacınız olduğunda onu kullanacaksanız, o zaman büyük
vergi ödeyeceksiniz. Bu yüzde 43'e kadar çıkabiliyor, yani 100 dolar
yerine 67 dolar kullanabileceksiniz. Bu yüzden RRSP'nin yanında
acil durumlar için başka bir yatırımınız da olması gerek. Çünkü
RRSP emeklilik için ancak emeklilikte bozdurursan bir faydası oluyor.
O zaman vergi dilimin düşükse (ki hedeflenen bu) kârlısın. Oysa
çalışırken vergi dilimin yüksek oluyor ve o zaman bozdurduğunda
zarar ediyorsun. Burada banka faizleri genelde % 3. Onun da vergisi
olduğu için aslında hiç kârlı sayılmaz.
-
Ama insanlar genelde hisse almaktan korkuyorlar.
- Evet, Latin Amerika hissesi alırsın, bilgisayar şirketlerinin
hisselerini alabilirsin, faizleri yüksek, ancak riskli hisselerdir
bunlar. Yani yılda yüzde 7, hadi bilemedin yüzde 9'un üstünde kârdan
söz ediliyorsa bundan korkmak gerekir. Yani normal 'moderate' -
orta karar risk 'portfolyo'suyla oluşturulmuş bir yatırım
yapan insanın uzun vadede kaybetmesi mümkün değil. Şöyle düşünün:
Diyelim ki Molson Birası bugün 2 dolara satılıyor ve ben onların
hisselerinden aldım. Diyelim ki insanların tercihi şaraba yöneldi
ya da hammadde fiyatları arttı, dolayısıyla bira pahalılandı ya
da piyasaya iyi bir rakip geldi ve bu gibi nedenlerle biranın fiyatı
arttı ve satışı azaldı. Bu kısa vadede hisse fiyatlarını düşürür
ama, Molson en azından 100 yıllık bir firma, böyle bir firmanın
uzun vadede zarar etme olasılığı çok ama çok azdır. Dolayısıyla
5-7 yılda hisseleriniz mutlaka iyi bir değer kazanır.
-
Zaten bira fiyatları da asla aynı kalmaz, yani ben ine çıka bir
yükselme kaydederim.
- Evet; yani bir finansal planlamacının önerdiği, içinde banka fonu,
Kanada ve ABD doları, altın, gayrı menkul, sağlam hisseler bulunan
makul bir paket alacaksınız; her türlü şey bulunacak ki, biri inerken
öbürü çıkacak ve dengeli gidecek; dövizde de öyle biri iner biri
çıkar, senin paran korunur.
-
Bence en iyisi param olmasın. Bu işler çok karışık, konuşurken bile
insanın kafası yoruluyor.
- Yoo aslında çok basit. Dediğim gibi mantıklı bir yatırım paketiyle
yılda yüzde 7 gibi bir kazançla paranız 10 yılda kendisini ikiye
katlar. Dolayısıyla aslında en kolay ve en risksiz yol, parayla
para kazanmaktır.
-
Parası olana...
- Yoo bunu borçlanarak yapabilirsiniz. Kendi paranızla bunu yapmak
hiçbir zaman çok da kârlı değil. Devlet diyor ki, sen borçlanarak
yatırım yap ve bundan kazandığın faizi de verginden düş. Sen devletin
parasıyla büyümüş oldun, bütün büyük şirketlerin yaptığı da bu,
mesela asla 'mortgage'larını bitirmiyorlar.
- Ama bu
iş pek 'etik' değil galiba.
- Etik, neden olmasın? Herkes global ekonomiden, global paradan
faydalanmış oluyor. Senin hedefin mortgage'ını bitirmek; harıl harıl
onu ödüyorsun ama, öte yandan bir başkası her seferinde mortgage'ını
yenileyip onunla yatırım yapıyor. Para kazanıyor, faizini devlete
ödetiyor, devlet bunu istiyor zaten. Devlet istiyorsa bu 'etik'
değil denilemez.
- Peki normal
gelirli insanlara nasıl bir yatırım önerirsiniz?
- Önce istikrar çok önemli. Erken başlamak çok önemli. İki ayrı
senaryoyla örnek vereyim: iki üniversite mezunundan biri ilk girdiği
işte hemen ayda 100 dolarla yatırıma başlıyor, bu RRSP de olabilir
ve 8 yıl bunu sürdürüyor. Sonra evleniyor, ev alıyor, çocuk falan
derken, bir daha o paranın üstüne bir şey koyamıyor. Para kendi
kendine dönüyor, emekli olurken kaç parası oluyor bu insanın biliyor
musun? Tam 330 bin dolar. Kimse paranın katlanma faktörünü hesaba
katmıyor. Diğer üniversite mezunu, önce biraz toparlanayım deyip,
para biriktirmeye 32 yaşında başlıyor ve 65 yaşına kadar yılda 1200
dolar yatırıyor ve emekli olurken 360 bin doları oluyor, yani sadece
30 bin dolar fark oluyor. Burada en önemli şey yatırıma erken başlamak
ve ertelememek. Yani şu borcum bitsin öyle başlarım demek çok yanlış.
- Peki ne
yapsınlar?
- Hiçbir şeyleri yoksa mutlaka RRSP'ye yatırsınlar, çocukların eğitimiyle
ilgili devletin de yardım ettiği bir plan var ona katılsınlar. Her
ikisinde de vergi ertelemesi var. Bir de yatırım yapsınlar, bunun
için illa ki kendi paraları olması gerekmiyor. Ayda 100 dolarlık
bir yatırım yaparlarsa, ceplerinden ayda 100 dolar çıkacak, yatırımları
da o kadar olacak. Oysa bir 10 bin dolar borçlanabilirler, ona ayda
100 dolar öderler ve 10 bin dolarlık yatırım yapmış olurlar. Yani
100+100+100 dolarları büyüyeceğine 10 bin dolarları büyümeye başlayacak
ve 10 bin dolarlık borcu bittiğinde....
-
Mesela 20 bin doları olacak...
- Evet üstelik de faizini vergiden düşecek, çünkü yatırım yapanın
buna hakkı var. Yani bunu çok iyi değerlendirmeleri gerek.
-
Yani akıllı borçtan korkmamak gerek.
- Evet; yüksek faizli kredi kartları yerine, düşük faizli ev kredisi
kullanmak daha akıllıca mesela. Ve de baştan beri söylediğim gibi,
her işi erbabına bırakmak gerek. İnsanlar mutlaka bir finans uzmanına
danışarak, ki bu danışma ücretsizdir, onun fikrini alıp mali yaşamlarına
ona göre yön versinler, mutlaka kazançlı çıkacaklardır.
- Teşekkürler.
Aralık 2007
Yazarın Önceki Yazıları:
"Çok paranız olması önemli değil,
elinizdekini akıllıca değerlendirin!"
Rum Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs yurttaşlarına
pasaport veriyor
Melisa, oğlu ve torununa destek için Erivan'dan
geldi
İsmail Cem İpekçi: "Kültürünüzü yitirmeyin
ama, yaşadığınız topluma da karışın!"
|