|
Onbeşinci
Yılımızda Okurlarla...
15 yıl...
Dile kolay....
15 yıl önce
doğan bebeler çocukluktan çıkıp ergenliğe adım attılar.
15 yıl önce
yola çıktığımızda amacımız değişik toplum katmanları arasındaki
ortak özellikleri ortaya çıkarıp yurttan uzakta hem yoksunluğumuzu
gidermek, uzak yakın demeden iletişim sağlamak, hem de yaşadığımız
ülke koşulları içinde toplum olarak kalıcılığımızı vurgulayıp 'biz
buradayız' demekti.
Bu amaç onbeş
yıl boyunca hiç değişmedi.
Kendi özekinsel
değerlerimizi unutmayacak, burada yetişen bebelerimize güzel Anadolu
sevecenliğini aşılayacak, ama aynı zamanda yaşadığımız dünya ve
ülke koşullarına da uyum sağlayacaktık.
Elbette ki işimiz
zordu.
Bizim önümüzde
örnek alabileceğimiz bir olgu yoktu. Genel olarak dernek yayınları
çıkarılmış ya da kısa süreli olmuş bazı
denemeler vardı.
O zamanlar bugünkü
boyutta, geldiğimiz ülkedeki gelişmeleri anında izleyebileceğimiz
ne bir internet iletişimi vardı, ne televizyon yayınları...
Parasal kaynaklarımız
da kısıtlıydı.
Toplum üyeleri
bugünkü gibi güvenini de daha bulamamıştı; yerleşme sorunları, aileleri
getirtme sorunları, çalışıp ayakta kalma sorunları vardı... Bir
de kuşkusuz büyük çoğunluğun dil sorunu...
Bağımsız ve
büyük bir ciddiyetle yayına başladığımızda duruşumuz da önemliydi.
İnsan haklarına
saygılı, basın-yayın ahlakına uyan, geldiğimiz özekinsel değerlerimizi
koruyan, Atatürkçü, laik cumhuriyetçi kimliğimizden
hiçbir zaman ödün vermeyecektik.
Amatör bir ruhla
başladık; o amatör ruhu 15 yıl gibi bir süre geçtiği halde, hâlâ
koruyoruz...
O ruh bizi hep
ileriye, hep daha iyiye götürecektir; daha iyisini yapabilmek için
bize güzel bir itici güç olacaktır.
Bize katılan
güzel dostlar, yetkin kalemler de zaten bizim bu duruşumuz dolayısıyla
topluma hizmet vermek için el birliği ettiler.
Elbette bir
gün gelecek başka yayınlar da ortaya çıkacaktı.
Bir anlamda
onlara öncülük etme durumundaydık; ve bu anlamda onlara karşı da
sorumluluklarımız vardı; çünkü sonrakiler bize öykünmek durumunda
kalacaklardı.
Bizim hiçbir
zaman kişisel çıkar amacımız olmadı. Bir yayının ayakta kalabilmesi
için yeterli bir kaynağa gereksinimi olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Her şeyden önce bağımsızlığını korumak için bu çok önemlidir.
Bu anlamda ticari
düşünmek gerekiyor. Ama ticaret ahlaklı yapılırsa değerlidir...
Bunu da onurlu
bir biçimde, başkalarının sırtına binmeden, başkalarını kötülemeden,
başkalarının yazarlarını-çalışanlarını ayartmaya çalışmadan yapmak
gerekiyor.
'Bakın bizde
daha çok reklam var' diyebilmek için bedava reklam basmak, iki
reklam daha fazla alabilmek için reklam ücretlerini aşırı ölçüde
düşürmek, emperyalist güçlerin dayattığı 'Yeni Dünya Düzeni'
içinde belki olabilir ama, topluma haber vermek, özekinsel
yaşamı varsıllaştırmak gibi özgörevleri olan basının, Mahmutpaşa
tezgâhtarlığına soyunmaması gerektiğine inanıyoruz.
Bizim Anadolu'nun
da elbette ayakta kalması, daha iyi hizmet verebilmesi için para
kazanması gerekiyor.
Ancak bu, para
kazanmak için her şeyi kabul edelim demek değildir. 15 yıldır toplumsal
bir görev yapan Bizim Anadolu, gerçek görevinin bilincinde
yayınını sürdürecektir.
Reklam-duyuru
hizmetlerini sunduğumuz halde paramızı ödemeyenler olduğu gibi,
sürekli bugün-yarın diyerek oyalayanlar da oldu...
Bizim Anadolu'nun
ardında ne bir holding, ne bir örgüt, ne de tarikat var.
Durduğumuz çizgi
ve anlayış zaten bu tür oluşumlara dayanmayı da temelden dışlar.
Bizim Anadolu'nun
varlığı tamamen okura, duyarlı toplum üyelerine dayalıdır. Sürdürümcüler
dışında Kanada'nın doğusundan batısına ücretsiz gönderilen, Kanada'da
olduğu kadar internet aracılığıyla tüm dünyaya Kanada Türk toplumunun
sesini duyuran
Bizim Anadolu, reklam gelirleriyle ayakta durmaktadır.
Bu tür sorunları
okurlarla paylaşmayı pek sevmesek de, onurlu bir yayın çizgisini
korumayı amaç edinmiş olan Bizim Anadolu, okurlarıyla da
arada dertleşmek isteyebiliyor.
Bu nedenle bunun
hoşgörülmesini rica ediyoruz.
Hep dile getirdiğimiz
gibi, siz orada olduğunuz için Bizim Anadolu var.
15. yılımızı
değişik etkinliklerle yıl boyunca sizlerle kutlayacağız.
İyi ki varsınız...
Bizim
Anadolu
Ocak 2009
Ekim 2008 - Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin 85
Yılı
Nisan 2008 - Nefrete Göz Yumma Kanada'nın
Politikası mı Oluyor?
Şubat 2007 - Nefret Yerine Anlayış ve Hoşgörü
Nisan 2003 - İşgalci ve Emperyalist Amerika
Dünyaya Savaş Açtı
Mart 2003 - Türkiye İşgal Altında!
Aralık 2002 - Ulusal Onuru Yitirdik mi?
Kasım 2002 - Gün Uyanık Olma Günüdür!
|