Ressam Ali Refik Ataoğul:
"Sanatçı avant-garde olmalı"

Sevgili okurlarımız, bu ay sizin için bir sergi açılışına katıldım.
İstanbul ve Montrealli sanatçı Ali Refik Ataoğul, 25 Mart
- 12 Nisan 2008 tarihleri arasında, Sherbrooke Caddesi üzerindeki
Galerie GORA'da bir sergi açtı. Ataoğul'un
son dönemde yaptığı 15 tablonun yer aldığı sergi, daha sonra İstanbul'da
da tekrarlanacak.

Genelde büyük
boy çalıştığı eserlerini belli bir kalıba bağlı kalmadan, içinden
geldiği gibi yapmaya çalıştığını, ancak çıkan ürünlere bakıldığında
genellikle dışavurumcu bir tarzı olduğunu ifade eden Ataoğul,
resimlerini nasıl yaptığını şöyle anlatıyor:
"Bütün
birikimimi, kafamdaki fikirleri, içimdeki olayları, ruhsal durumumu,
hissettiklerimi belli bir sentez içinde tuvale aktarıyorum. Belli
şeyleri protesto etmek istediğim zaman veya yol göstermek istediğim
zaman ya da çağımızın bir dökümanı olmasını istediğim şekilde bir
takım çizimler yapıyorum, onları resme dönüştürüyorum. Bence bir
sanatçının görevi yaşamı boyunca gördüğü haksızlıklara karşı çıkmak,
kitleleri aydınlatmak, kitlelerin önünden yürümeyi bilmektir. Yani
sanatçı avant-garde olmalı, kitlelere yol göstermeli, çelişkileri,
çağının bozukluklarını afişe etmeli, dekorasyon için resim yapmamalı.
"Ben sanat için yapıyorum, benim sanatım bu bilmem ne"
deyip abuk subuk birtakım şeylerle uğraşmamalı. Bunlar vakit kaybı.
İnsanlık iyi durumda değil, dünya kötü yönetiliyor. Sanatçı bunların,
çağının çelişkilerinin farkında olmalı. Ama tabi bunları belli bir
sanat bilinci içinde, belli bir kaliteyle yapmalı. Yaptıkları yeteneksiz
ve amatörce olmamalı, her taş yerli yerine oturmalı. Mesajını biçimsel
olarak da iyi, kaliteli vermek zorundasın, ama bunu yaparken içeriği
de çok iyi olmalı. Çünkü bugün bir sürü abuk sabuk şeyler kaliteli
olarak yapıldığı için kitleleri peşinden sürüklüyor. İnsanlar bu
iyi diyor ama, içeriğine bakmıyor. Sinemada, tiyatroda müzikte olsun
bugün en çok satan şeyler abuk subuk şeyler. Ancak biçimsel olarak
çok iyi, albenileri var, göz boyuyorlar. O yüzden belli bir mesaj
iletmek isteyen iyi sanatçılar, böyle şeylere bakmadıkları, bunlar
kapitalizmin satma biçimleri deyip yanaşmadıkları için fazla ortaya
çıkamıyorlar. Ben sanatın sanat için değil toplum için yapılmasından
yanayım. Sanatçı kendi mastürbasyonu için sanat yapacaksa ben ona
hayır demem, herkes kendi dünyasında özgürdür. Ama kalkıp da bunu
belirleyici olarak, işte günümüzün sanatı budur diye belli bir ideoloji
olarak ortaya sürmemeli ve insanları zehirlememelidir."

Ali Ataoğul
Kimdir?
1977 yılında İstanbul Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden
mezun olan Ali Ataoğul, 1989 yılında ailesiyle birlikte Montreal'e
göç etti. İstanbul'da kendi atölyesinde resim ve vitray çalışmalarını
sürdüren sanatçı, Montreal'de de resim yapmanın yanı sıra vitray
üzerine yoğunlaştı. Burada 4 resim sergisi açan Ataoğul, Studio
du Verre ve Montreal Güzel Sanatlar Müzesinde resim, kurşunlu vitray
ve mozaik dersleri de veriyor. Montreal'de vitray konusundaki en
önemli uzmanlardan biri olan Ataoğul'un görkemli bir vitray
eseri, kentin en önemli caddesi olan St. Catherine üzerindeki St.
James United Kilisesi'nin ön cephesini süslüyor. Montreal ve civarında,
cam üzerine resim konusunda da çok başarılı olan sanatçının, dini
figürleriyle bezenmiş onlarca kilise bulunuyor. Ayrıca birçok konut
ve işyerinde modern ve klasik eserleri var. Yine Montreal'deki Beth
El gibi belli başlı sinagoglar da Ataoğul'un vitraylarıyla
süslenmiş durumda.
Nisan 2008
Yazarın Önceki
Yazıları:
Profesyonel bir yardım toplayıcı: Eda
Levi
Fethullah hareketiyle ilgili Mahçupyan:
"O ağın içinde pekişmesi sayesinde tabii ki bir siyasi güç"
Mahçupyan: "Hrant'ın ölümünü hâlâ
kabullenebilmiş değilim."
"Benim planlamacıya ihtiyacım yok
demeyin!"
"Çok paranız olması önemli değil,
elinizdekini akıllıca değerlendirin!"
Rum Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs yurttaşlarına
pasaport veriyor
Melisa, oğlu ve torununa destek için Erivan'dan
geldi
İsmail Cem İpekçi: "Kültürünüzü yitirmeyin
ama, yaşadığınız topluma da karışın!"
|