Ayşenil Suadiyeli ATAOĞUL
Ayın Konuğu


Zayıflamak sorun değil,
onu korumayı bilmeli!


"Herbal Magic" Zayıflama Merkezi Yöneticisi Sibel Köse, doğal ürünler ve zayıflama yöntemleri hakkında bilgiler verirken, özellikle göz ardı edilen koruyucu hekimliğin de önemine değindi. Sibel Köse şöyle konuştu: 'Sağlığımızı yitirdikten sonra elbette ki tıbbın gereklerini yerine getireceğiz. Ancak ondan çok daha önemlisi, sağlığımızı korumanın yöntemlerini bulmamız ve gereklerini yerine getirmemizin bilincinde olmaktır."


Sibel Köse. Fotoğraf: Ayşenil S. Ataoğul

Sağlıklı beslenme, vitamin ve doğal tabletlerle sağlık desteği ve özellikle kilo verme büyük bir endüstri haline gelmiş durumda. 'Obez' denilen aşırı şişmanların en fazla bulunduğu yer olan Kuzey Amerika bu endüstrinin en büyük pazarını oluşturmakta. Bu pazardan payını almak isteyenler de çeşitli ürünlerle piyasaya giriyorlar, reklam kampanyalarıyla ürünlerini allayıp pullayıp bizlere sunuyorlar. Etkilenmemek güç; vitamin alınmalı mı alınmamalı mı, doğal ürünlerden mi kullanmalı? Ya organik gıda? Hangi diyetle zayıflayabiliriz ya da sağlıklı kilomuzun kalıcı olması için neler yapabiliriz? Bu konular az çok hepimizin kafasını kurcalıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Aşırı kilo herkes için bir kâbusa dönüşmüş ya da dönüştürülmüş durumda. Aynı firmaların hazırladığı reklamlar var; bir yandan bol yağlı hamburgerleri, patates kızartmalarını, dondurmaları yememizi emrediyor, öte yandan çeşitli vitamin ve mineralleri yutmamızı. Yoksa hayatımızın mahvolacağı tehdidini açıkça savurarak otlamamızı mı istiyorlar? Hepimiz şaşkınız. Çünkü dün yararlı denilen şeylere bugün zararlı diyebiliyorlar. Sağlıklı yaşamayı ve sağlıklı yaşlanmayı kim istemez! Bunun için birinci şart doğru beslenme ve normal bir kiloda kalabilmek. Ne yazık ki fazla kilolardan kurtulmak çoğumuzun derdi. Bu konuda isteyenlere yardımcı olmakta oldukça iddialı bir arkadaşım var. Kendisi "Herbal Magic" adında bir zayıflama merkezi açtı. Ben de onu ziyaret ederek kendisinden bazı bilgiler aldım. Bakın sağlıklı kilo verme uzmanı Sibel Köse bize neler anlattı...

- Okuyucularımıza kısaca kendini tanıtır mısın?
- Brüksel'de doğdum ve 18 yaşıma dek orada yaşadım. Daha sonra Türkiye'ye gittim ve 6 sene orada kaldım, evlendim ve eşimle birlikte tekrar Belçika'ya döndük. 2,5 yıl sonra da, Avrupa'dan sıkıldığımız ve değişik bir yerde yaşamak istediğimiz için Kanada'ya geldik. 1992 yılıydı. O tarihten beri çeşitli şirketlerde yönetici olarak çalıştım. Geçtiğimiz Mayıs ayında "küçülme ve yeniden yapılanma" yüzünden işsiz kalınca kendi işimi kurmaya karar verdim. Ne iş yapayım diye araştırırken tesadüfen böyle bir 'Kilo Verme ve Beslenme' merkezinin olduğunu gördüm, çok ilgimi çekti. Çünkü sağlıklı beslenme ve kilo verme konusu benim yıllardır hobimdi zaten. 'Herbal Magic - Bitkisel Büyü' adındaki bir mağazalar zinciri. Kanada'da da çok iyi tanınan bir zincir; 360 merkezleri var. Ancak Kebek'te henüz çok yeniler. Burada son 2-3 yılda açılan 10 merkez var.

- Yani bayilik şeklinde mi çalışılıyor?
- Evet 'franchise' dedikleri şey işte. Araştırmalarımızı yaptık, nasıl çalışıyor neler gerekiyor diye ve Pierrefond'daki merkezin satılık olduğunu öğrendik. Bu arada ürün araştırması da yaptık tabi. Çok memnun kaldık. En hoşumuza giden de ürünlerin Kanada Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış olmasıydı. Çünkü piyasada satılan doğal ürünlerin hiçbiri denetlenmiyor. Denetlenme zorunluluğu yok. Üzerinde doğal ürün yazdı mı yeterli. Hiç kimsenin denetleme yetkisi yok. Ama 'Herbal Magic'in kendisi bütün ürünlerini Kanada Sağlık Bakanlığı'nın denetimine sunuyor.

- Kanada Sağlık Bakanlığı vitaminleri, mineralleri falan denetlemiyor, öyle mi?
- Hayır, Kanada Sağlık Bakanlığı sağlık konusundaki tüm ilaçlar ve benzeri tıbbi şeyleri denetliyor ancak doğal ürünler ilaç sayılmadığı için denetlenmiyor.

- Buna inanamıyorum; insanların içtiği ya da yuttuğu şeyler nasıl denetlenmez? Hormonlu yiyecekler gibi orada da kontrol eksikliği var tabi...
- Evet, mesela Çin kökenli doğal ürünlerde yüksek oranda kurşun varmış, ama bu Kanada Sağlık Bakanlığı'nın umurunda değil. Çünkü, 'onlar ürünlerini bize sunmadıkları sürece biz denetleyemeyiz' diyorlar. Benim 'Herbal Magic'te hoşuma giden bütün ürünlerini piyasaya sunmadan önce Kanada Sağlık Bakanlığı'na denetlettirmeleri.

- Bunu müşterilerinize nasıl kanıtlıyorsunuz?
- İsteyen internet sitemize girip kayıtları görebilir. Ürünlerin böyle denetleniyor olması bana çok cazip geldi; artı ürünleri de çok cazip geldi. Çok geniş bir ürün çeşitleri var. Sadece kilo vermekle ilgili değil ama, kilo vermek için çok doğal, değişik ürünleri var. Sağlık koşullarına göre vücut temizleyen, selüloitleri veya sadece abdomen - karın bölgesi yağlarını eriten, kilo almamaya yardımcı olan, sporcular için yağları kasa dönüştüren ürünler var. Ve bunların içinde ne katkı maddesi var, ne boya, ne nişasta, ne sodyum yani tuz, ne koruyucu... Hiçbir şey yok ve vücuttan 24 saat içinde atılıyor.

- Peki sizin ürünlerinizi herkes alabilir mi? Yani sağlık sorunu olanlar, sürekli ilaç kullananlar?
- Biz müşterilerimize sağlık sorunlarını ve ilaç kullanma durumlarını sorarız. Eğer ilaç kullanıyorlarsa, önce o ilacın bizim ürünlerle etkileşimi kontrol edilir, yan 'medical cross reference' yapılır ve bizim ürünlerin doz ve kullanım sıklığı ona göre belirlenir. Bazı kişilerin hiç kullanamayacakları ürünler belirlenir ve bu kendisine açıklanır. Zaten bizim tüm ürünlerimiz natüropat (doğal bitkiyle tedavi uzmanları) ve tıp doktorları tarafından yapılan araştırmalar sonucu piyasaya çıkıyor.

- Peki ya sen, sen de bu konuda eğitim mi aldın? Çünkü sonuçta müşteriyle bire bir karşı karşıya olan sensin.
- Evet, bu işi yapmaya karar verince merkezle temasa geçtim ve bana natüropat ve tıp doktorlarıyla birlikte çok yoğun bir eğitimden geçmem gerektiğini söylediler. Ürünlerin tanıtımı, yapıldıkları ham maddeler, yan etkileri, tüm klinik araştırmalar, tanıtım ve izleme gibi birçok konuyu içeren 5 haftalık yoğun bir eğitimden geçmem gerektiğini bildirdiler. Bunu yaptım; sürekli sınavdan geçtim, bir sınavda başarılı olamazsan diğer bölüme geçemiyorsun. Sonunda başarılı oldum ve bayi olarak kabul edildim.

- Zayıflama niyetiyle size gelen bir kişinin geçirdiği aşamalar nedir?
- Önce kaç kilo vermek istediğini öğreniyoruz. Aslında bu çok da önemli değil, ama insanlar kafalarında bir rakamla geliyorlar. Biz onlara tıbbi bir yaklaşımla herkesin istediği kiloda olamayabileceğini, insanların kemik yapısının kiloyu etkilediğini açıklıyoruz. Bu nedenle önce kemik yapısı ölçümüyle işe başlıyoruz. Bu, kilo, boy ve sağ el bileği kalınlığının ölçülüp oranlanmasıyla belirleniyor. Aynı boyda olan insanların kemik yapılarına göre sağlık kiloları değişebiliyor. Neyse, bunu müşteriye açıklıyoruz. Mesela o kişinin sağlıklı kilosu 58-65 arası ise ve de kendisi 55 kiloya inmek istiyorsa bunu ona asla tavsiye etmediğimizi belirtiyoruz. Sağlıklı kilo saptandıktan sonra, müşteriye uyan programı hazırlıyoruz. Bu da o kişinin sağlık yapısına ve kaybetmesi gereken kilo miktarına göre belirleniyor.

- Peki hiçbir sağlık sorunu olmayan bir kişiden söz edersek…
- Yine vermesi gereken kiloya göre program belirleniyor. yani 10 kilodan az verecekse farklı, 10 kilodan fazla verecekse farklı, 30 kilodan fazla verecekse farklı program uygulanıyor. Kendisine bir 'home kit', yani evde kullanacağı bir paket veriyoruz. İçinde sağlıklı menülerle birlikte bizim ürünlerimizden var ki, bunlara 'supplement' diyoruz. Menülerimizi tüm sağlıklı gıda gruplarının dengeli bir biçimde yayıldığı, 'Canadian Food Chart - Kanada Beslenme Çizelgesi'ne uygun şekilde hazırlıyoruz. Her kişiye, kilosuna ve sağlığına göre özel bir program hazırlanıyor.

- Peki o kişinin 'supplement' olarak ne kullanması gerekiyor? Yani bir tablet mi yutuyor, yoksa bir çay mı içiyor?
- Kilo vermesine yardımcı olacak bitkisel tabletlerimiz var, onlardan alıyor. Bu bitkisel tabletlerin özellikleri var; bir tanesi hiçbir yan etkisi olmadığı için herkese veriliyor. Bu tablet kandaki şeker seviyesini düzenliyor. Bu da açlık hissini ve şekerli şeylere imrenme hissini önlüyor. Aynı zamanda da kilo verirken vücutta oluşan sarkmalara engel oluyor. Yine hemen her programda verilen bir başka bitkisel tablet de açlık hissini yok eden ve yağ hücrelerini küçülten çok özel bir formül içeriyor. Bizde diyet sözü hiç kullanılmıyor. Çünkü bizimki diyet değil, sağlıklı beslenmeye dayalı. Doğal bitkisel tablet destekli zayıflama programları.

 

- İstenilen kiloya inmek zor. Zor ama, o kiloda kalmak daha da zor. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?
- Çok haklısın. Kanada Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, kilo veren insanların yüzde 92'si bir yıl içinde verdikleri kiloları geri alıyorlar, hatta fazlasını alanlar da var. Bu hiç de küçümsenemeyecek bir rakam. Bazı insanlar kolaylıkla kilo verebiliyorlar ama tutmayı beceremiyorlar. Ha bire verip alıyorlar; bu da yo-yo gibi, kalp ve şeker için çok tehlikeli. Bizde bunun da çaresi var. Çünkü bizim zayıflama programlarımızda üç aşama bulunuyor. Birinci aşama kilo verme, ikinci aşama kiloyu dengeleme yani 'stabilizasyon / duraganlık', üçüncü aşama ise kiloyu tutmak. İkinci aşamada, beslenme miktarında biraz artma oluyor, protein ve sebzeler artırılıyor ve müşteri sürekli kontrol ediliyor. Kilo alıp almadığına bakılıyor, ona göre beslenmede bir denge kuruluyor. Bu aşama 6 hafta sürüyor. Daha sonra da kilonun tutulması aşaması var ki, bu da 15-20 hafta arasında değişiyor. Bu sürede kişi beslenme şekline göre kilo alıp almama durumunu, vücudunu tanımış oluyor ve ona göre besleniyor.

- Bu aşama ne kadar sürüyor?
- Toplam bir sene sürüyor. Kiloyu tutmak aslında bilinçlenme aşaması. Bu süreçte insanlar ne zaman ne yemeleri gerektiğini öğreniyorlar. Mesela birçok insan yanlış besleniyor. Yediklerinde değilse bile, yedikleri zaman konusunda yanılıyorlar. Sabah çok az ya da hiç yemiyorlar, öğleni geçiştiriyorlar, akşam çok yiyorlar. Oysa biz bunun tam tersini öneriyoruz, sabahları çok yemek lazım ki metabolizma çalışmaya başlasın. Yemediğimiz zaman metabolizma duruyor ve gün içinde yediklerimizi depolamaya başlıyor. İşte biz müşterilerimize bunu öğretiyoruz. Kiloyu tutma aşamasındakiler artık beslenme konusunu, ne zaman ne yemeleri gerektiğini çok iyi biliyorlar. Hatta ara sıra sağlıksız beslenme, yani partiler, davetler olabilir ama, artık bilinçaltı şartlandığı için ertesi gün tekrar normale dönebiliyorlar.

- Zayıflama programına katılmak üzere buraya gelen kişiler, istedikleri kiloya ulaştıktan ve bunu korumayı başardıktan sonra artık hiçbir ürün kullanmalarına gerek kalmıyor, öyle mi?
- Doğru, hiçbir şey kullanmalarına gerek yok.

- Bence bu çok önemli, çünkü insanlar bir takım ürünlerin yardımıyla kilo verince artık onlara bağımlı olabileceklerinden, sürekli onları kullanmak zorunda kalacaklarından çekiniyorlar.
- Ancak kilo almamaları gerek. Alırlarsa tekrar vermek zorundalar. Kişinin tekrar kilo almasını önlemek için kendisini bilinçlendiriyoruz. Normalde tüm programlar bir senelik. Değişen tek şey birinci ve üçüncü aşamanın süreleri. İkinci aşama olan 'stabilizasyon' yani dengeleme sabit, hep 6 hafta. Verilecek kilo azsa, birinci aşama, yani kilo verme süresi daha az oluyor. Üçüncü aşama olan kiloyu tutma ise çok daha uzun oluyor. Çünkü kişinin bilinçaltının alışması gerek ve bilinçaltı alışma süresi de bir yıldır.

- Bu her konu için geçerli değil mi?
- Evet, yeni alışkanlıkların yer etmesi bir sene alıyor. Dolayısıyla bir senelik programda değişen tek şey, kişiye bağlı olarak kilo verme süresiyle kiloyu tutma sürelerinin farklılığı, yani verilecek kilo azsa kilo verme süresi kısa, kiloyu tutma süresi uzun, verilecek kilo fazlaysa da tam tersi. Fazla kilo vermesi gereken kişi bunu uzun sürede yapacağı için zaten o sürede bilinçlenmeye başlıyor.

- Bu program yaklaşık kaça patlıyor?
- Verilecek kiloya bağlı. Şöyle söyleyeyim; haftada ortalama 2 pound, yani yaklaşık bir kilo veriliyor. Buna göre 20 kilo verecek olan kişi bunu 20 haftada başarabiliyor. Ücret haftada 15 dolar.

- Bir de destek olarak doğal tabletler alması gerekiyor, değil mi?
- Evet.

- Gördüğüm kadarıyla sende başka ürünler de satılıyor. Kısaca onları da tanıtır mısın okuyucularımıza?
- Tabi. Tamamıyla doğal ürünlerden hazırlanan vitamin ve minerallerimiz var. Bunların eczanelerde satılanlardan farkı, emilme miktarları. Bizim ürünlerimizin yüzde 90-95'i vücut tarafından emiliyor. Oysa dışarıda satılanlarda emilme miktarı çok daha az. Kutunun üzerinde yazılanlarla bağdaşmıyor, miktar olarak aynı görülebilir, yani örneğin 400 ünite diyor. Bu doğrudur, ancak vücudumuz bunu emmiyor, emilme oranı çok düşük. Bunun nedeni kaynakların farklı oluşu. Bizim kalsiyumumuz dört ayrı kaynaktan yapılıyor. Diğerleri bir kaynaktan yapıldığı için ancak yüzde 10-15'ini emebiliyor vücudumuz. Ayrıca bizdeki ürünlerin hepsi denetlendiği için belirli bir formülü var. Aldığınız ürün her zaman aynı olacaktır. Oysa piyasadan alınan tabletlerin kesinlikle bir garantisi yok, çünkü hiçbiri denetlenmiyor. Kanada'da doğal ürünleri denetleyecek bir kurum yok, böyle bir kanun da yok. Oysa 'Herbal Magic' kendisi denetlenmeyi istediği ve ürünlerini Kanada Sağlık Bakanlığı'na sunduğu için ve de kaliteye önem verdiği için, ürünleri her zaman kendi standardına uygun oluyor.

- Bir de antioksidan görüyorum karşı rafın üzerinde. Bize biraz da o üründen söz eder misin?
- Antioksidanlar, vücuttaki serbest radikalleri yok ederler. Serbest radikaller vücutta kanser oluşumuna yol açarlar. Yani kanserlerin asıl nedeni vücutta antioksidanların az olmasıdır. Antioksidanlar aynı zamanda bazı organlara gençlik aşısı etkisi yaparlar. Geleneksel olarak antioksidan olarak e vitamini alınır, üzüm çekirdekleri yenir. Bizim yeni ürünümüz olan "Antioxidant Red" üzüm çekirdeği, nar ve ahududu içerikli bir üründür ve bir günlük dozajında 16 bardak kırmızı şaraba eşit miktarda antioksidan bulunur. Bu da kardiyovasküler işlemleri artırdığı için aynı zamanda kolesterolü de düşürüyor. Bir de SRIT bir diye bir gen hormonumuz var ki, bu gençlik hormonudur; bu ürün onu da işleve geçiriyor.

- Yani bir tür gençlik iksiri mi diyorsun?
- Gençleştiren ve sağlıklı yaşlanmayı sağlayan bir antioksidan. Şu anda yapılan araştırmalara göre piyasaya sunulan en güçlü antioxidan, "Antioxidant Red"dir.

- Verdiğin bilgiler için teşekkür ederiz, senin de okuyucularımıza bir iletin var mı?
- Kesinlikle söylemek istediğim bir şey var. Klasik tıp, insanlara hastalık ortaya çıktıktan sonra yardım eder, hatta bazen iş işten geçmiş bile olur. Oysa koruyucu hekimlik diye bir şey var; insanlar baştan koruyucu hekimliğe inanıp onu uygulasalar, ileride çıkabilecek birçok sağlık sorununu önlemiş olurlar. Yani benim en büyük tavsiyem, şu anda çok sağlıklı olabilirsiniz, ama yine de bazı şeyleri önlemek için, mesela yüksek tansiyon, şeker ya da kolesterol gibi sorunları yaşamamak için yararlanabileceğiniz çok etkili doğal ürünler var, bunları kullanmak gerekiyor. Böylece ileride bazı hastalıkların çıkması önlenmiş olur. İnsanların daha sağlıklı yaşlanmaları ve olabildiğince sorunsuz bir yaşlılık geçirmeleri için her zaman doğal ürünlere eğilip, onlardan yararlanmalarını tavsiye ediyorum.

- Nedense tıp doktorlarının çoğu doğal ürünlere çok fazla inanmadıklarını söylüyorlar. Tabi, hastalık ortaya çıkmışsa ilaç kullanmaya mecbur kalınıyor, bunu anlıyorum ama, koruyucu olarak da pek önermiyorlar bu ürünleri. Doğal olan birçok şeyin aynı zamanda zararlı da olabileceğini söylüyorlar. Bu konuda ne dersin?
- Tabi ki her şey doğal olabilir, doğada zehirler de var. Ancak bizim hangi doğal bitkilerin hangi organlara ya da durumlara yararlı olabileceği konusunda sürekli araştırmalar yapan, hekim ve doğal bitki uzmanlarından oluşan bir ekibimiz var. Dünyanın değişik yerlerinden, Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan bitkilerle çalışıyorlar. Hatta oralardaki yerlilerin kullandıkları bitkileri ve formülleri araştırıyorlar. Zaten 15 yıllık bir geçmişi olan şirketimiz ilk Avustralya yerlilerinin doğal hekimlik formülleriyle yola çıkmış, bu formülleri geliştirerek ilerlemiş. Şimdi ise dünyanın dört bir yanından toplanan bitkilerle çalışıyorlar ve bu bitkileri tamamıyla organik yöntemlerle kendileri yetiştiriyorlar. İnsanlar kendilerine bakmadıkları sürece klasik tıbba tabi ki ihtiyaç duyulacaktır. Ancak sağlıklıyken gerekli koruyucu önlemleri aldığımız zaman inşallah klasik tıbba ihtiyacımız kalmayacaktır.

Herbal Magic konusunda daha ayrıntılı bilgi isteyenler 514 - 472 0180 numaralı telefondan doğrudan benimle temasa geçebilirler.


Ağustos 2008


Yazarın Önceki Yazıları:

Ressam Ali Refik Ataoğul: "Sanatçı avant-garde olmalı"
Profesyonel bir yardım toplayıcı: Eda Levi
Fethullah hareketiyle ilgili Mahçupyan:
"O ağın içinde pekişmesi sayesinde tabii ki bir siyasi güç"

Mahçupyan: "Hrant'ın ölümünü hâlâ kabullenebilmiş değilim."
"Benim planlamacıya ihtiyacım yok demeyin!"
"Çok paranız olması önemli değil, elinizdekini akıllıca değerlendirin!"
Rum Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs yurttaşlarına pasaport veriyor
Melisa, oğlu ve torununa destek için Erivan'dan geldi
İsmail Cem İpekçi: "Kültürünüzü yitirmeyin ama, yaşadığınız topluma da karışın!"