|
Öfke
(Lütfen
biraz öfkelenir misiniz?)
Öfke, kimi kez
baldan tatlı, kimiz kez de Arnavut biberinden acıdır. İnsanın iç
derinliklerinde saklıdır. Salt yıkıcılığını düşündüğümüz için, tek
anlamıyla yazmışız sözlüklere öfkeyi. Hiddet ve şiddetle anlamdaş
saymışız. Öfkesizliğin duyarsızlıktan, ilgisizlikten, sindirilmişlikten
filizlendiğini düşünmemişsinizdir hiç.
Öfke, aklın
önüne geçerse, dengeli davranış engellenir elbet. Birbirinizi, nedensiz
sürtüşmelerin içinde bulursunuz; yıpratırsınız, yıpranırsınız. Ama
öfkesizlik duyarsızlığın ta kendisidir. Duyarlılık; kendisinde,
çevresinde olup bitenleri algılayıp değerlendirmenin giriş kapısıdır.
Duyarlıkları doğru değerlendirebilmek için usa başvurmak gerekmiyor
mu? Us; incelemeyi, irdelemeyi, ölçü biçiyle yargıya varmayı buyurur.
Ona, mantığı koşarak doğrulara varırsınız. Us, doğruları kabul ettiği
ölçüde yanlışlara, kötülüklere başkaldırıyı da içeren bir yetidir.
Usun bulunduğu yerde öfkenin de bulunması doğaldır.
Öfke, salt olumsuz
bir tepki midir? Öfke engellenmek, incitilmek, gözdağı karşısındaki
duyarlılıktır. Kişiliğin, insanlık değerlerinin, ahlâk ve estetiğin
çiğnenmesine karşı çıkıştır. Hiç öfkelenmemek, teslimiyettir, karşı
tarafın her eylemine destursuz ön açmaktır. Öfkesizlik, kişiyi pısırıklaştırır,
toplumu sürüleştirir: Kişiliksiz, düşüncesiz, istençten yoksun bir
nesne durumuna indirir.
Başı eğik kişiye,
suskun topluma barış ve uyum içinde yaşadığı telkin edilir. Barış,
eşitler arasında olur; uyum, bir yanı ağır basmayan karşılıklı kabulün
dengesiyle sağlanır. İşin, bu yanını karıştırmanız istenmez. Kavgasız
komşu, uslu yurttaş olmaya çağrılırsınız hep. Arada sırada suskunluğunuzun
küçük ödünlerini tattırırlar, mutlanırsınız (!). Mutluluk, birilerinin
lütfen bağışı mı?
Durup dururken
öfkelenilemez ki:
Bilimin önü
kesiliyorsa, bilimin verilerinden yararlanamıyorsanız,
İnsanca isteklerinizin
olumlu sonuçlara ulaşması engelleniyorsa,
* Yaşamsal gereksinimlerinizin
ortamı, birilerinin tekeline bırakılmışsa,
Daha önceden
yaşama geçirilmiş doğrular, güzellikler tersine çevriliyor, kirletiliyorsa,
Birileri, özgürlüklerinizin
önüne ceza duvarları örüyorsa,
Korkularla,
kuşkularla yasaklara kıstırılmışsanız, niçin öfkelenmeyesiniz?
Niçin, doğal
yapımızla kendimizi gösteremiyoruz? Birilerinin biçtiği yaşamı,
bize bol mu, dar mı geliyor demeden, kuşanmışız? Niçin lütfen ayırdıkları
köşede pinekliyoruz, pusuyoruz? 'Bana dokunmayan yılan bin
yaşasın' diyoruz? Dünya, sizin damınızdan ibaret mi? Komşunun
evindeki yangın, sizin evi sarmaz mı? Yakınmıyoruz bile: Ceviz kabuğu
içindeki kısık esenlik yetiyor bize. Başımızı uzatıp insanca dileklerimizi
dillendiremiyoruz.
Peki, birilerinin
emeksiz kazanç, sömürü, toplumu çıkarlarına araç yapma hırsı da
başka türlü bir öfke değil midir? İletişim araçlarıyla, anamalıyla
insanı nesneleştirenler, çağdışı düşüncelerle kafamızı örümceklendirenler,
bizi sürüleştirmek isteyenler karşısındaki suskunluk; uzlaşma mıdır,
esenlik midir? Yoksa bizi saran çelik çembere rıza mı? Nasıl kurtulacağız
bunlardan? Üstümüze yönelen kara gücün önlenebilmesi için, onun
karşısında, en az onun kadar güçlü olanın çıkarılmasını öngörür
özgür us. Duyarlığımıza, insanca isteklerimize tutunarak tepkilerimizi
gösterdiğimizde, yani öfkemizi dışa vurduğumuzda, üstümüze yönelen
susturma eğilimi, gerileyecektir kesenkes. İşte, o zaman barış,
uyum diye yutturulan sanılamalar, gerçek anlamını kazanacaktır.
Öfke doğal tepki,
insancıl hak! Usunuzun süzgecinden geçirilmiş öfkeniz kişiliğinizin
güvencesi olacaktır. Özgür ve bağımsız insanlığınızın duvarları,
dengeli öfkelerinizle örülecektir. Yıkıcılık içermeyen öfkedir;
bizi bir arada, birbirine saygılı yaşamın katlarına çıkaracak toplum
ve kişi olarak öfkelenmeyi de öğrenmeliyiz biraz.
Öfkeyi silmeyin
sözlüklerinizden: Yalan talan, sömürü, insana saygısızlık sürdükçe
gerekebilir. "Öfke ile kalkan, zararla oturur."
sözünü de unutmayın!
Mayıs 2011
Yazarın Önceki
Yazıları:
Düşünce, Düşünüş
Düşünmek
Türkçe Denemeye Katkı
Yiğit, Sert ve Dik Adam mıyım?
Soyadı Sahtekârıyım
SÖZ VE İNSAN / (Sözüne bak, insanını tanı)
Sözcük Seçimine Özen
Seslendirme ve Noktalamanın Önemi
Dil Savrukluğunun Nedenleri
Dilimizde Edim ve Edicinin Özellikleri
|