Ayşenil Suadiyeli ATAOĞUL
Ayın Konuğu


Toplumuyla özdeşleşen gazetemiz Bizim Anadolu'nun toplumumuzu, kültürümüzü ve ülkemizi geniş topluluklara tanıtmak gibi bir özgörevi de var.

Montreal'de Türk Kültür Şöleni'ni başlatıyoruz

Genel Yayın Yönetmenimiz Ömer Özen çalışma anında. Fotoğraf: Sinem Vardaryıldız


Değerli okuyucularımız, Kanada'da bir ilki gerçekleştirerek Türkçe, Fransızca ve İngilizce olmak üzere üç dilde yayınlanan tek gazete olan gazetemiz Bizim Anadolu, Montreal'de yine bir ilke imza atıyor ve I. Türk Kültür Festivali düzenliyor. 22 Mayıs - 2 Haziran 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek bu festivalle ilgili olarak gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Ömer Özen'le konuştuk. Kendisi bütün Montreallileri Festivale davet ediyor. Bu etkinliğin ayrıntılı programını gazetemizin diğer sayfalarında bulabilirsiniz. Acele edin, biletlerinizi tükenmeden alın, hem kültürümüzü Kanadalılara en iyi biçimde tanıtmak amacıyla anavatandan binlerce kilometre uzakta, büyük fedakârlıklarla düzenlenen bu etkinliğe katkınız olsun, hem de vatan hasretiniz birazcık dinsin.

- Bu proje nasıl gelişti?
- Efendim proje uzun zamandan beri benim kafamda vardı zaten; 2007 yılında Türkiye'den döndüğümde de iyice şekillenmişti. Hatta ilişkileri bile kurmuştum, ancak beklenmedik bir trafik kazası ve sonucundaki sağlık sorunlarım nedeniyle birazcık ileriye atıldı; ve bu yıl bunu ille gerçekleştirelim dedim. Kafamda hep bizdeki kültürel olayları burada geniş topluma tanıtmak amacını güdüyordum. Bildiğiniz gibi Montreal yapısı itibariyle kültürel olaylara gerçekten çok açık bir kent. Dolayısıyla Türk kültürünü, Türkiye'deki renkliliği, bu yanımızı tanıtmak kafamda bir oluşumdu. Bu, dediğim gibi film günleri olabilirdi ya da sergiler açmak olabilirdi; yani hep bu çerçevede düşünüyordum ben. Dolayısıyla ufak tefek olarak hem film günleri hem de sergi günleri şeklinde başlatıyoruz. Amacımız tabi ki ileride bunları daha da genişletmek.

- Anladığım kadarıyla bu festival üç bölümden oluşuyor, film günleri, sergi günleri ve Gala Gecesi. Filmlerden başlayalım. Film günlerinde gösterilecek olan Türk filmlerini neye göre seçtiniz?
- Şimdi herşeyden önce şunu söylemeliyim; elimizdeki olanaklara göre, olabildiğince yeni gelişen kuşağın çekmiş olduğu filmleri göstermek istiyoruz. Bu kuşkusuz her zaman olanaklı değil. Ama yine de Yeşilçam'ın eski filmlerinden falan getirmek gibi bir amacımız yok. Son dönemde çekilen filmlerden, yani daha çok yeni bir soluk, yeni bir anlayışla çekilen filmleri getirmek amacımız. Getirdiğimiz filmlerin hepsi de gördüğünüz gibi değerli filmler ve hemen hepsi, ulusal ve uluslararası ödüllere sahipler.

- Bir de katılımcılar var, yani Montreal'e gelecek olan filmciler ve de aktörler var değil mi?
- Evet. Açılış filmi olarak Devrim Arabaları filmini göstereceğiz. Bu filmi Gelibolu filmini de çeken önemli bir yönetmen Tolga Örnek çekti. Kendisi buraya gelecek, filmini sunacak ve izleyicilerin olası sorularına da yanıt verecek. Bu çok hoş oldu, kendileriyle iletişime geçtiğimizde buraya gelmekten çok hoşnut olacağını söyledi. Bunun yanında 'Korkuyorum Anne' filminin hem ulusal hem de uluslararası alanda ödüllü sanatçısı, baş oyuncusu Ali Düşenkalkar geliyor. O da Uluslararası Ankara Film Festivali'nde ve Almanya Nürnberg Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü aldı. Ali Düşenkalkar da filmiyle birlikte gelecek, onu da konuk ediyoruz.

Ömer Özen. Fotoğraf: Sinem Vardaryıldız

- Peki biraz da sergiden söz edelim. Nerede, ne zaman olacak, kimler katılacak?
- Resim ve fotoğraf sergisi olacak. Bu yıl biraz geç girişimde bulunduğumuz için maalesef sadece üç günle sınırlı olacak. 29-31 Mayıs arası gerçekleşecek. 29 Mayıs'ta açılış kokteylimiz var. Ancak gelecek yıllar bunu daha geniş bir tarihe yayacağız. Amacımız öncelikle burada, yani Kanada'da yaşayan sanatçılarımızı topluma tanıtmak. Daha önce de gazetemizin 10. yılında böyle bir girişimimiz olduydu.

Park caddesi üzerindeki Mile End Belediye Kütüphanesi'nin sergi salonunda gerçekleştirilecek. Beş ayrı ressam ve bir de fotoğraf sanatçımız katılacak. Bunların arasında Ali Ataoğul, Pelin Yazar, Orhan Alpaslan ve Toronto'dan da Asuman ve Atanur Doğan var. Ali İhtiyar adlı uluslararası ödüllere sahip bir de fotoğraf sanatçımız var; onun da fotoğraflarını ve kısa filmlerini göstereceğiz. Sergi ve kurgu filmlerin yanında ONF (Office National du Film) salonlarında Ali İhtiyar'ın dışında Vankuver'den gelecek olan, arkadaşımız Bahar Çınarlı'nın belgesel filmini ve yine ödüllü bir sinemacı, İshak Işıtan'ın da belgesel filmlerini izleyiciye sunacağız.

- Bir de Gala Gecesi var.
- Tabi, bütün bu etkinlikleri bir Gala Gecesiyle taçlandırmak istedik. O da 31 Mayıs'ta, Centre Pierre-Peladeau'daki Pierre-Mercure Salonu'nda büyük bir dans ve müzik gösterisi şeklinde olacak. ABD'den, Boston'dan kalabalık bir dans grubunu çağırıyoruz. Bu grubun adı 'The Collage Dance Ensemble'. Başındaki kişi çok değerli bir dans öğretmeni, aynı zamanda dans da ediyor. Adı Ahmet Lüleci. Kendisi tüm Kuzey Amerika'da ve özellikle de burada çok iyi tanınan bir sanatçımız. Genellikle Türk toplumunun tanıdığı biri değil ama, bizim aracılığımızla Türk toplumu da kendisini tanıyacak.

- Ahmet Lüleci için 'dansçı' dediniz, halk oyunları mı yapıyor?
- Hah evet; 'dansçı' demekteki amacım da şuydu: Türk Halkoyunlarını çağdaş bir anlayışla, bir sentezle sunuyorlar. Dolayısıyla karışık bir anlayışla, hem özgün, geleneksel hem de modern bir dans anlayışıyla sahneye koyuyorlar. Ve dans, halkoyunları Anadolu'nun dışında Balkan, Kafkasya ve Ortadoğu'yu da içerecek.

- Kaç kişi bu grup?
- Aşağı yukarı yirmi kişi kadar. Grubun içinde, birkaç Türk'ün dışında genel olarak Amerikalı dansçılar var.

- Ayrıca Toplum Ödülleri verilecek demiştiniz, bu konuda bizi aydınlatır mısınız?
- Buradaki anlayışımız da şöyle; Kuzey Amerika'da, özellikle Kanada gibi bir toplumda, toplumlararası ilişkilerde öne çıkmış, bu konuda girişimleri olmuş, Türk, Kanada toplumları arasında köprü olmuş insanlara ödül vermek istiyoruz. Burada yaşayan toplumumuza, özellikle burada yetişen gençlerimize bir örnek olması amacıyla böyle bir ödül programı koyduk ve bir anlamda insanlarımızı da anımsamış olacağız.

- Böyle bir organizasyonun mali yükü oldukça fazla olmalı. Bunun altından nasıl kalkıyorsunuz, destek alabiliyor musunuz?
- Hiç kuşkusuz oldukça ağır bir yük. Toplumda duyarlı insanlara olabildiğince ulaşmaya çalıştık ve onların destekleriyle devam ediyoruz ama umalım ki kültüre, toplumlararası ilişkilere önem verecek büyük kurumların ve kuruluşların dikkatini çekelim ve onlardan daha olumlu ve yüksek mali katkı edinelim. Bu yıl için ne yazık ki böyle bir olanak olmadı. Ayrıca ne Kanada ve Kebek devletinden ve de ne yazık ki Türk devletinden gerçek anlamda herhangi bir destek alabildik. Ama kendi yağımızla kavrulacağız, ilerisi için umarız dikkatleri çekeriz.

- Bu festival ya da kültürel etkinliğin sürekliliğini nasıl sağlayacaksınız?
- Yine dediğim gibi duyarlı insanların ilgilerini çekerek ama önemli kurum ve kuruluşların katkılarıyla diye umuyorum. Bu yola başımızı koyduk, geri dönüş yok.

- Her yıl aynı tarihlerde mi düzenlenecek bu festival?
- Evet, aşağı yukarı aynı tarihlerde olacak, bir iki gün oynayabilir tabi. Bu yıl olamadı ama, Türk Barış Bahçesi etkinliklerini de bu çerçeve içerisine almak istiyoruz.

- Büyük bir katılım bekliyor musunuz?
- İnanın aslında çok bekliyorum. Çünkü sizin de bildiğiniz gibi gazetemiz üç dilde yayınlandığı için özellikle burada hem geniş toplum tarafından hem de devlet katlarında biliniyor. Herhangi bir ortamda bir topluluğa girdiğimde Türk kültürüne dair herhangi bir girişim bulamadıkları şikâyetini aldığım için bunun belli bir açılım olacağını ve yeni bir dönem, yeni bir çağ açmış olacağımızı düşünüyorum. Yani bu anlamda bir öncüyüz. Eksikliklerimiz olabilecek kuşkusuz, ama bunu en aza indirmeye çalışacağız. Bu arada toplumun desteğini de rica ediyoruz. Bütün toplumu böyle bir etkinliğe davet ediyorum. Zaman ayırsınlar, gelsinler. Bir de şunu söylemek istiyorum: Bunun içerisinde bildiğiniz gibi film festivali de var. İşte 'biz bunları zamanında görmüştük, başka festivallere de gelmişti' demesinler, çünkü bunun ortamı çok değişik. Bunu bir Türk film festivali, bir Türk etkinliği olarak görsünler ve filmleri daha önceden görmüş olsalar bile katılsınlar, çünkü bu ayrı bir şenlik. Şunu da ayrıca söylemek istiyorum, özellikle belli bir dönemde Türkiye'de kullanmış olduğumuz bir slogan vardı 'Film sinemada izlenir!'. Gelsinler, izlesinler efendim.

- Teşekkürler ve de başarılar.
- Sağ olun!

Mayıs 2009

Yazarın Önceki Yazıları:
Duo Romantika'dan dört el'li sevgi damlaları..
Petro Canada'ya karşı işçilerin utkusu
Kriz gerçekten korkunç mu?
"Zekât, bu ülkede herkes tarafından gerektiği gibi uygulansa…"
Zayıflamak sorun değil, onu korumayı bilmeli!
Ressam Ali Refik Ataoğul: "Sanatçı avant-garde olmalı"
Profesyonel bir yardım toplayıcı: Eda Levi
Fethullah hareketiyle ilgili Mahçupyan:
"O ağın içinde pekişmesi sayesinde tabii ki bir siyasi güç"

Mahçupyan: "Hrant'ın ölümünü hâlâ kabullenebilmiş değilim."
"Benim planlamacıya ihtiyacım yok demeyin!"
"Çok paranız olması önemli değil, elinizdekini akıllıca değerlendirin!"
Rum Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs yurttaşlarına pasaport veriyor
Melisa, oğlu ve torununa destek için Erivan'dan geldi
İsmail Cem İpekçi: "Kültürünüzü yitirmeyin ama, yaşadığınız topluma da karışın!"