Yalçın DİKER
Diyaspora-Türk


Kanada - Türkiye Diplomatik İlişkileri Alt Düzeye İndirilmelidir!


Türkiye, 2006 yılında Kanada Büyükelçisi Sayın Aydemir Erman'ı bir süre için Ankara'ya geri çağırmıştı.

Türkiye'nin bu yaklaşımı Kanada hükümet nezdinde etki yaratmış, Başbakan Harper bundan sonraki yıllarda soykırım sözcüğünü kullanmaktan kaçınmıştı. Hatta Kanada Dışişleri Bakanı daha da ileri giderek TBMM'nin 13 Şubat 2005 tarihli bildirisinde belirtilen 1915 olaylarının Türk ve Ermeni tarihçilerinden oluşacak ortak bir komisyon tarafından incelenmesi çağrısına destek verdiğini duyurmuştu.

Ne olduysa, bu sene Kanada Hükümeti Ermeni Diyasporasının soykırım iddialarına hükümetçe görülmemiş bir destek verdi. (Ayrıntıları gazetemizin bu sayısında arkadaşımız Lale Eskicioğlu'nun yazısında bulabilirsiniz.) Türkiye de eşzamanlı olarak bir durum değerlendirmesi yapmak üzere Büyükelçisi Rafet Akgünay'ı Ankara'ya çağırdı.

Bu ikinci kez gerçekleşen diplomatik bir uyarı. Nitekim geçtiğimiz günlerde Büyükelçi Akgünay görevinin başına döndü.

Eğer bu dönüş, kamuoyuna açıklanamayacak bir şekilde Kanada'nın Türkiye'yi ikna etmesinden kaynaklanmıyorsa, bu iş giderek yalancı çoban hikâyesine dönme riski taşımaktadır.

Oysa Türkiye'nin Büyükelçisini geri çekmesinin yararları, zararlarından daha fazla olabilir. Yazının sonunda buna döneceğiz.

***

Yakından takip etmeyenlerin kafasında şöyle bir soru oluşabilir: Dünyada birçok ülke Ermeni soykırım iddiaları kabul ettiği halde Türkiye neden sadece Kanada'ya bu şekilde tepki göstermektedir?

Açıklayalım:

Dünyadaki devlet sayısı bazı kaynaklara göre 189, bazılarına göre 192'dir. Bu 192 ülkeden sadece 20 tanesinin "parlamentosu" 1915 yılında yaşanan tehciri "Soykırım" olarak resmen kabul etmiştir. (Bazı kaynaklara göre 16 ülke.)

Danimarka ve İsrail soykırım tanıma işleminin muhatabı politikacılar değil tarihçilerdir derken, İngiltere, olayın soykırım değil, katliam olduğu görüşündedir.

ABD kongresi ve Başkanları bugüne kadar soykırımı resmen tanımamışlardır.

24 Nisan 2006 tarihinde Kanada Başbakanı'nın yaptığı açıklamayla, yasama organları dışında ilk kez bir yürütme organı, olayları resmen 'soykırım' olarak tanıdığını ilan etmiştir. Tepki bunadır.

***

Kanada Başbakanı Harper'ın söylemler ve yaklaşımlarının Türkiye açısından çok büyük bir önemi veya riski yoktur.

Türkiye kendisine sürekli düşmanca tavır takınan ve soykırım iddialarını 1923'e kadar uzatarak sadece Osmanlı dönemini değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni de sorumlu tuttuğunu açıkça ilan eden Kanada ile diplomatik ilişkilerini müsteşar seviyesine indirmelidir.

Çünkü ABD'nin aksine, Kanada'nın ne dostluğunun, ne de düşmanlığı'nın Türkiye açısından pek de önemi yoktur. (Bu durum Kanada için de böyledir)

Öte yandan Kanada'nın aksine, ABD'nin hem dostluğunun hem de düşmanlığı'nın Türkiye açısından büyük önemi vardır. (Bu durum ABD için de böyledir.)

150 ülkede büyükelçisi olan Türkiye'nin bu şekilde vereceği mesajı Kanada'nın mevcut azınlık hükümeti algılayamazsa veya aldırmazsa bile ABD anlayacaktır ve aldıracaktır.

Kanada üzerinden gösterilecek bu kararlılık, seneye hem Türkiye hem de ABD'nin yararına sonuçlar verebilir.

Bu da yeter.


Mayıs 2009

Yazarın önceki yazıları:
24 Nisan
Kendimize Sormamız Gereken Soru
Ottava Türk Derneği (3)
Ottava Türk Derneği (2)
Ottava Türk Derneği (1)
İki Kere Okunması Gereken Yazı
Kanada Parlamentosunda İlk Türk Parlamenter
Gün Gelir
Boşuna Yazılmış Bir Yazı
Ottava Türk Festivali
Örgütlendiremediklerimizden misiniz?
Çağdaş Ağalık Sistemi
Türkiye Laiktir, Laik Kalacak
Eleştiri Delinin Düdük Çaldığı Gibi Yapılmaz!
Başım Ağrıyor
Sivrisinek Masalı
Hadi Görünelim!