Yalçın DİKER
Diyaspora-Türk


Adam Olmak İstemiyorum!

Arada istisnalar çıksa da bütün anneler aşağı yukarı aynıdır. O yüzden de zaten bütün anneler kutsal ve özeldir.

Oysa babalar birbirlerine benzemez. Huyu suyu farklıdır.

Baba vardır doğmamış çocuğunu reddeder kayıplara karışır gider.

Baba vardır taş taşır sırtında, ceketini satar çocuklarını okutur, adam eder.

Baba vardır çocuklarına hayatı zindan eder.

Baba vardır çocuklarına bağımsız bir ülke bırakmak uğruna canını verir, baba vardır töremiz namusumuz diyerek çocuğunu öldürür.

Baba vardır çocukları doysun diye gece yarılarına dek çalışır yarı tok yarı aç yaşar, baba vardır parasını içkiye kumara yatırır veya başlık parası diyerek çocuğunu satar.

Kimi baba anasının ya da karısının gölgesinden kurtulamaz, kendi evinde eğreti durur; kimi baba evde diktatörlük kurar, terör estirir.

Yani baba babaya benzemez.

***

Ama benim babam hiç kimseye benzemez.

Babamı düşündüğümde hep aklıma Barış Manço'nun şarkısı gelir:

***

Babam!
Ey dedemin oğlu, oğlumun dedesi
Herkesin bir babası vardır …
Herkesin dedesinin oğlu oğlunun dedesi
Sizden önce geldiği dünyadan
Muhtemelen sizden önce gider
Siz kıyısında durursunuz o nehrin
O gider

Bir gün nehir kuruyunca fark edersiniz
Akıp giden suyun altındaki
İnişleri çıkışları sevinçleri kederleri
Nehir kuruyunca saat durunca!

Ben nehrin suları çekilince gördüm babamı
Kurumuş nehir yatağındaki özlemlerini kederlerini ve acılarını
Ömrün saati durunca gördüm
Hayatın orta yerinde devraldıklarını bırakma kavgasındayken
Nelerden vazgeçtiğini neleri terk ettiğini nelere veda ettiğini

Baba sevgisi hep vadesi uzun borçlara bırakılır
Ama vadenin son ödeme tarihini bilen var mı ki?
Bir gün nehrin suları ansızın çekiliverir
Ömrün saatinde yorulur akreple yelkovan
Kendinizi birden uzun bir selvinin önünde bulursunuz
Onun için hayatın orta yerinde
Bize metanet cesaret ve fazilet emanetlerini taşıyan emanetçiye teşekkür edin
Vadesi geçmeden!
Ben kestirememiştim vadeyi
Ondandır ödenmemiş bir borcun yükünü taşıyarak geçiyor ömrüm

***

Bu şarkıyı dinledikçe bir şeyler takılır hem boğazıma hem de kafama. Acaba derim kaç teşekkür yeter ki borcumuzu ödemeye?

Yine de teşekkür ederim babam.

Bize hep iyiyi doğruyu gösterdiğin için. Vatan, millet sevgisini aşıladığın, insanları, hayvanları, doğayı ama her şeyden önce insanın kendisini, bedenini, ruhunu sevmesi gerektiğini öğrettiğin için.

Ne demiştin dün telefonu kapatırken: "Kendine, torunlarıma iyi bak, sağlığına, bütçene dikkat et, her şeyi kafana takma, hayattan zevk almayı ihmal etme, bizi de merak etme artık bu yaştan sonra…"

Gurbetçiliğin, hele hele Kanada gibi dünyanın öteki tarafına göç etmenin bir zorluğu da bu. Bayramı seyranı, doğum gününü, evlilik yıldönümünü bahane edip de kalkıp gidemiyor, el öpüp özlem gideremiyorsun. Kimisi bir helallik bile alamıyor.

***

Sınıf arkadaşım Sadi bir gün bana "aman babanın kıymetini bil" demişti. Rahmetli babası bir gün almış karşısına demiş ki, "Mezun oldun, para kazanıyorsun, büyüdün, adam oldun sanıyorsun ama, aldanıyorsun. Bir erkek ancak babası öldükten sonra adam olur."

Sonra da "O ölünce anladım ki artık başım sıkıştığında gidecek kimsem kalmamış. Haklıymış, babası ölünce adam oluyor insan!" demişti.

Düşünüyorum da, Baba ben daha adam olmak istemiyorum!

Babalar gününüz kutlu olsun.


Haziran 2009

Yazarın önceki yazıları:
Kanada - Türkiye Diplomatik İlişkileri Alt Düzeye İndirilmelidir!
24 Nisan
Kendimize Sormamız Gereken Soru
Ottava Türk Derneği (3)
Ottava Türk Derneği (2)
Ottava Türk Derneği (1)
İki Kere Okunması Gereken Yazı
Kanada Parlamentosunda İlk Türk Parlamenter
Gün Gelir
Boşuna Yazılmış Bir Yazı
Ottava Türk Festivali
Örgütlendiremediklerimizden misiniz?
Çağdaş Ağalık Sistemi
Türkiye Laiktir, Laik Kalacak
Eleştiri Delinin Düdük Çaldığı Gibi Yapılmaz!
Başım Ağrıyor
Sivrisinek Masalı
Hadi Görünelim!