Adam Olmak İstemiyorum!
Arada istisnalar
çıksa da bütün anneler aşağı yukarı aynıdır. O yüzden de zaten bütün
anneler kutsal ve özeldir.
Oysa babalar
birbirlerine benzemez. Huyu suyu farklıdır.
Baba vardır
doğmamış çocuğunu reddeder kayıplara karışır gider.
Baba vardır
taş taşır sırtında, ceketini satar çocuklarını okutur, adam eder.
Baba vardır
çocuklarına hayatı zindan eder.
Baba vardır
çocuklarına bağımsız bir ülke bırakmak uğruna canını verir, baba
vardır töremiz namusumuz diyerek çocuğunu öldürür.
Baba vardır
çocukları doysun diye gece yarılarına dek çalışır yarı tok yarı
aç yaşar, baba vardır parasını içkiye kumara yatırır veya başlık
parası diyerek çocuğunu satar.
Kimi baba anasının
ya da karısının gölgesinden kurtulamaz, kendi evinde eğreti durur;
kimi baba evde diktatörlük kurar, terör estirir.
Yani baba babaya
benzemez.
***
Ama benim babam
hiç kimseye benzemez.
Babamı düşündüğümde
hep aklıma Barış Manço'nun şarkısı gelir:
***
Babam!
Ey dedemin oğlu, oğlumun dedesi
Herkesin bir babası vardır …
Herkesin dedesinin oğlu oğlunun dedesi
Sizden önce geldiği dünyadan
Muhtemelen sizden önce gider
Siz kıyısında durursunuz o nehrin
O gider
Bir gün nehir
kuruyunca fark edersiniz
Akıp giden suyun altındaki
İnişleri çıkışları sevinçleri kederleri
Nehir kuruyunca saat durunca!
Ben nehrin
suları çekilince gördüm babamı
Kurumuş nehir yatağındaki özlemlerini kederlerini ve acılarını
Ömrün saati durunca gördüm
Hayatın orta yerinde devraldıklarını bırakma kavgasındayken
Nelerden vazgeçtiğini neleri terk ettiğini nelere veda ettiğini
Baba sevgisi
hep vadesi uzun borçlara bırakılır
Ama vadenin son ödeme tarihini bilen var mı ki?
Bir gün nehrin suları ansızın çekiliverir
Ömrün saatinde yorulur akreple yelkovan
Kendinizi birden uzun bir selvinin önünde bulursunuz
Onun için hayatın orta yerinde
Bize metanet cesaret ve fazilet emanetlerini taşıyan emanetçiye
teşekkür edin
Vadesi geçmeden!
Ben kestirememiştim vadeyi
Ondandır ödenmemiş bir borcun yükünü taşıyarak geçiyor ömrüm
***
Bu şarkıyı dinledikçe
bir şeyler takılır hem boğazıma hem de kafama. Acaba derim kaç teşekkür
yeter ki borcumuzu ödemeye?
Yine de teşekkür
ederim babam.
Bize hep iyiyi
doğruyu gösterdiğin için. Vatan, millet sevgisini aşıladığın, insanları,
hayvanları, doğayı ama her şeyden önce insanın kendisini, bedenini,
ruhunu sevmesi gerektiğini öğrettiğin için.
Ne demiştin
dün telefonu kapatırken: "Kendine, torunlarıma iyi bak, sağlığına,
bütçene dikkat et, her şeyi kafana takma, hayattan zevk almayı ihmal
etme, bizi de merak etme artık bu yaştan sonra…"
Gurbetçiliğin,
hele hele Kanada gibi dünyanın öteki tarafına göç etmenin bir zorluğu
da bu. Bayramı seyranı, doğum gününü, evlilik yıldönümünü bahane
edip de kalkıp gidemiyor, el öpüp özlem gideremiyorsun. Kimisi bir
helallik bile alamıyor.
***
Sınıf arkadaşım
Sadi bir gün bana "aman babanın kıymetini bil"
demişti. Rahmetli babası bir gün almış karşısına demiş ki, "Mezun
oldun, para kazanıyorsun, büyüdün, adam oldun sanıyorsun ama, aldanıyorsun.
Bir erkek ancak babası öldükten sonra adam olur."
Sonra da
"O ölünce anladım ki artık başım sıkıştığında gidecek kimsem
kalmamış. Haklıymış, babası ölünce adam oluyor insan!"
demişti.
Düşünüyorum
da, Baba ben daha adam olmak istemiyorum!
Babalar gününüz
kutlu olsun.
Haziran 2009
Yazarın önceki
yazıları:
Kanada - Türkiye Diplomatik İlişkileri Alt
Düzeye İndirilmelidir!
24 Nisan
Kendimize Sormamız Gereken Soru
Ottava Türk Derneği (3)
Ottava Türk Derneği (2)
Ottava Türk Derneği (1)
İki Kere Okunması Gereken Yazı
Kanada Parlamentosunda İlk Türk Parlamenter
Gün Gelir
Boşuna Yazılmış Bir Yazı
Ottava Türk Festivali
Örgütlendiremediklerimizden misiniz?
Çağdaş Ağalık Sistemi
Türkiye Laiktir, Laik Kalacak
Eleştiri Delinin Düdük Çaldığı Gibi Yapılmaz!
Başım Ağrıyor
Sivrisinek Masalı
Hadi Görünelim!
|