Ayşenil Suadiyeli ATAOĞUL
Ayın Konuğu

 

Türkiye Turizm Fuarı'ndaydı

Değerli okuyucularımız, geçtiğimiz günlerde Montreal kent merkezindeki Bonaventure sergi salonunda geleneksel turizm fuarı yapıldı. Bu fuara ülkemizi temsilen Washington Büyükelçiliğimiz Turizm Müşaviri Mesut Özbek de katıldı. Kendisiyle Yunanistan'ın karşısında, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'nin de bitişiğindeki Türkiye 'stand'ında bir söyleşi yaptık. Umarız ilginizi çeker...

- Okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
- Adım Mesut Özbek. Washington Büyükelçiliği'nde Kültür ve Turizm Müşaviri olarak görev yapıyorum. İki ay önce bu göreve 3 yıllığına atandım. Kanada ve Washington çevresinden sorumluyum.

- Bütün Kuzey Amerika'dan sorumlu değilsiniz demek.
- Kuzey Amerika'da 3 büromuz var. Biri Los Angeles'ta, biri New York'ta; onlar Ataşelik. Washington Büyükelçiliği'ndeki ise Müşavirlik.

- Bize Türkiye'ye gelen turist yapısından söz eder misiniz?
- Biliyorsunuz, Türkiye'miz zengin kültürü ve doğasıyla her türlü turizme hitap edebiliyor. Geçen yıl ülkemizde 226 milyon 300 bin turist ağırladık. Bu yıl İspanya, Fransa, Yunanistan, Mısır gibi en büyük pazarlar yüzde 8 - 10 arasında turist kaybederken, biz sayı olarak düşmedik. Aslında bu ekonomik durgunluktan dolayı genel olarak turist harcamaları düştü. Yani kişi başına 670 dolarlardan 530 dolarlara kadar düştü ama, biz gelen turist sayısını korumayı başardık. Sektörümüz bu ekonomik sıkıntıyı hafif atlattı. Amerika ve Kanada için, ki uzak bir tatil seçeneğidir, bizim turist yapısı öngörümüz daha çok inanç turizmi öncelikli...

- İnanç turizmi dediğiniz dini ağırlıklı ziyaretleri kapsıyor değil mi?
- Evet, biliyorsunuz Türkiye'de hem Yahudi, hem Hıristiyanların tüm mezhepleri hem de Müslümanlar için gezip görebilecekleri, ziyaret edebilecekleri birçok yer var. Özellikle Hıristiyanların gerek Avrupalı olsun gerek Kuzey Amerikalı, tüm azizlerinin doğup yetiştikleri, yaşadıkları yerler bizim ülkemizde. Ama maalesef bunu ne Kanada'daki ne de ABD'deki insanlar yeterince biliyor. Türkiye'yi yeterince tanımıyorlar. Tanıtamamışız maalesef. Şimdi bizim gayretimiz Türkiye'yi bu yönüyle tanıtmak.

- Bunun için neler yapıyorsunuz?
- Şimdi daha önce, 'Küçük İşadamı Sektörümüz' Avrupa'ya kebapla, dönerle girmişler, ama biz artık geziler halinde belirli bir eğitim veriyoruz, tanımlarını sağlıyoruz.

- Okuyucularımız için bunu biraz açıklar mısınız?
- Yani tanıtma gezileri yapıyoruz. Gezi işletmecilerini, otelcileri, özetle turizm alanının temsilcilerini çağırıyoruz, diyoruz ki, 'Türkiye'de böyle bir şey var, gelin görün...'

- Din adamlarını da çağırıyor musunuz?
- Evet, tabi; yakında Reno'da katılacağımız fuar, inanç turizmi üzerine bir fuar. Tüm Amerikanın bu konuyla ilgili kişileri oraya gelecek. Yani tüm turizm sektöründen turistleri yönlendirecek olan kişileri davet ediyoruz. Türk Havayolları'nın da desteğiyle onları Türkiye'ye götürüp gezdiriyoruz, mümkün olduğunca çok ve etraflı bilgi veriyoruz.

- Siz bunu Kanada ve ABD'li turizmcilerle yapıyorsunuz, Kanada'dan Türkiye'ye talep var mı?
- Sayı olarak tabi ki Amerikalılar daha fazla.

- Yılda kaç Kanadalı turist gidiyor ülkemize?
- Yaklaşık 86 bin kişi. Tabi Avrupalılara göre bu sayı çok az. Mesela Almanya'dan yılda 4,5 milyon, Rusya'dan 2,7 milyon turist geliyor. Tabi bunlara göre burası çok küçük bir pazar gibi oluyor ama, mesela Kanada'da çok önemsenen Mısır'a yılda 38 bin Kanadalı gidiyor; bunun yanında bize gelen Kanadalı sayısı onlarınkinin iki katından da fazla. Bu bizim için çok önemli.

- Demek ülkemize en çok turist Almanya'dan geliyor.
- Evet, ikinci sırada Rusya, sonra 2 milyonla İngiltere var. Daha sonra ise Bulgaristan, İngiltere, Hollanda var; bunlar birer milyon. Aslında 1 milyondan fazla turist gelen bir de İran var ama, onlar daha çok Alevi kültürüne yakın Suriye'ye ziyarete giden ve Türkiye'yi geçiş olarak kullanan turistler.

- Bu fuarda ilgimi çeken bir şey de karşımızda Yunanistan, bitişiğimizde de Kıbrıs'ın 'stand'larının olması. Bu tesadüf mü dersiniz, yoksa özellikle mi koymuşlar bizi komşularımızın yanına?
- Biz Avrupa bölümündeyiz, o yüzden. Aslında ABD'li ve Kanadalılar gezi vapurlarıyla Yunan adalarına geliyorlar hep ve oradan, 'bir de Türkiye'yi görelim' deyip bizim tarafa geçiyorlar; Roma kültürünün aslında Türkiye'de olduğunu görünce hayran kalıyorlar. Aslında Yunanistan'ın kendi ülkesini tanıtması, oraya turist çekmeye çalışması bizi de olumlu yönde etkiliyor. O bakımdan burada da yan yana olmamız çok iyi.

- Biz yurtdışında yaşayan Türkler, gerek bireysel gerekse dernekler olarak ülkemizi tanıtmak, yabancıların ülkemize gitmelerini sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Okullarda, kütüphanelerde, parklarda Türk kültür günleri düzenliyoruz. Başka neler yapabiliriz, bize yol gösterebilir misiniz, bu konuda yardımcı olabiliyor musunuz?
- Kültür ve Turizm Bakanlığı, yıllardır dünyada insanlara ulaşılabilecek her yolu denemiştir. TV reklamları, duvar ve pano ilanları, dergiler ve sonunda şu an dünyanın ulaştığı sonuç, en etkili yöntemin ağızdan ağza, yani bire bir reklam olduğudur. Dolayısıyla bizim buradaki vatandaşlarımızdan veya Türkiye'ye daha önce gelmiş ve tekrar gelmek isteyen, Türkiye'yi seven Kanadalı ve Amerikalı vatandaşlardan isteğimiz bildiklerini, gördüklerini anlatsınlar. Bu bizim reklamlarımızdan çok daha farklı, çok daha etkili oluyor. İnsanın bizzat yaşadığı tecrübeyi ve orada yaşadığı hayranlık duygularını eşine dostun anlatması çok başka. Bunları güvendiği birinden duyan yabancıların orayı görme arzusu da başka oluyor. Ben buradaki vatandaşlarımızdan her birinin birer turizm elçisi olduklarını biliyorum; ülkemizi, kültürümüzü tanıtmaya devam etsinler, bu çok etkili oluyor.

- Peki insanlar sizinle temas etseler, onlara tanıtıcı malzeme, broşür sağlama konusunda yardımcı olabilir misiniz?
- Oluyoruz zaten. Bir de web sitemiz var, 'www.kultur.gov.tr'. Ayrıca Kültür Turizm Bakanlığı olarak Google'da aradıklarında da hemen bulurlar, oradaki bilgilerden de yararlanabilirler, bu adresi dostlarına önerebilirler.

- Son bir soru; mesleğinizi gençlere önerir misiniz?
- Ben eğitim olarak başlangıçta turizmci değildim, ama kültür ve turizmi birleştirdiğinizde hem dinleniyor, hem yaşıyor, hem eğleniyor, hem de genç kalıyorsunuz.

- Hem de ülkemiz için yararlı bir iş yapmış oluyorsunuz.
- Evet, iş tatmini açısından güzel bir meslek. Özel tahsil alacaklarsa, üniversitelerin turizm bölümleri var. Sonra arkeoloji olabilir; tüm dünyadan, Kanada ve ABD dahil, arkeologlar gelip Türkiye'de kazılar yapıyorlar.

Anadolu medeniyetlerinin araştırmasını yapıyorlar, kültürle uğraşırken zaten turizme de giriyorsunuz. Yani turizm öyle bir sektör ki, sadece otelcileri, seyahat acentelerini değil, şu an 54 tane farklı ara sektörü de etkiliyor. Dağdaki çoban daha çok koyun yetiştiriyor, etini yününü satıyor, çiftçi daha çok marul, domates yetiştiriyor, halıcımız daha çok kilim halı dokuyor satıyor, dericisi, çömlekçisi, otelcisi, herkes bu sektörden ekmek yiyor. Öte yandan, turizm ülkemizin doğal güzelliğini emiyor, kültürümüzü azıcık yozlaştırıyor, yani bir zamanlar kültürümüzün bir parçası olarak yaptığımız şeyleri. Mesela bir sema töreni dini bir olmazsa olmazımızdı. Oysa şimdi 5 yıldızlı otellerde veya turizm yerlerinde ticari bir gösteri halini aldı. Yani bu tür yozlaşmalar da olabiliyor. Ama Bakanlığımız UNESCO'nun da yardımıyla bunları özgün bir şekilde korumaya devam ediyor. Yani bunu özgün haliyle yapan insanlarımız da var, turistlerin meraklarını gidermek için 20 dakikalık bir sema töreni olarak sergileyenler de var.


Kasım 2009

Yazarın Önceki Yazıları:
Kadınların duygusallığını resmeden ressam: Orhan Alpaslan
Toplumun Muhteşem Süleyman'ı Montreal Caz Festivali'nde döktürdü
"Burada bir hikâye var, bunu çekmeliyim dedim.
Ve hiçbir şey iki kez çekilmedi!"

Türkiye'den Kanada'ya sanat köprüsü ve Ressam Atanur-Asuman Doğan çifti
Montreal'de Türk Kültür Şöleni'ni başlatıyoruz
Duo Romantika'dan dört el'li sevgi damlaları…
Petro Canada'ya karşı işçilerin utkusu
Kriz gerçekten korkunç mu?
"Zekât, bu ülkede herkes tarafından gerektiği gibi uygulansa…"
Zayıflamak sorun değil, onu korumayı bilmeli!
Ressam Ali Refik Ataoğul: "Sanatçı avant-garde olmalı"
Profesyonel bir yardım toplayıcı: Eda Levi
Fethullah hareketiyle ilgili Mahçupyan:
"O ağın içinde pekişmesi sayesinde tabii ki bir siyasi güç"

Mahçupyan: "Hrant'ın ölümünü hâlâ kabullenebilmiş değilim."
"Benim planlamacıya ihtiyacım yok demeyin!"
"Çok paranız olması önemli değil, elinizdekini akıllıca değerlendirin!"
Rum Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs yurttaşlarına pasaport veriyor
Melisa, oğlu ve torununa destek için Erivan'dan geldi
İsmail Cem İpekçi: "Kültürünüzü yitirmeyin ama, yaşadığınız topluma da karışın!"