Osman BOLULU
Ana Sütüm Benim: Türkçe



YAZAR - BİLİNÇ - SORUMLULUK

Elektrometal (dijital) araçlar haberleşmeyi kolaylaştırdı. Geçiyorsunuz bilgisayarın başına, tuşlara basıyor, dünyanın her yerine ulaşıyorsunuz.

Bir dokunuşla, evinizin penceresinden bakarmış gibi, bütün dünyayı görüyorsunuz. On binlerce km. ötedekiyle yüz yüze görüşebiliyorsunuz. Bilgisunar (internet) dünyayı küçülttü. Dünya, avucunuzun içinde. Aşamayacağınız bütün engeller yıkıldı. Hızlı akan, ister ve gerekleri çoğalan yaşamı, her yönüyle görmek ve anlamak için bilgisunar çok önemli bir kolaylık. Bu kolaylığın yarattığı fırsat, yaşamın yakalanamamış yanlarını anlamak, çözülememiş sorunlarını çözmek için mi kullanılıyor?

İnsanoğlu fırsatları, yararına da zararına da kullanır. Kurnazlara, at oynatacağı bir alan mı açıldı diye ürküleniyordum.

Ne yazık ki korkum gerçekleşti. Bilgisunar yazarlığı ve dergileri türedi. Yazarlar arasına sığınmış/yamanmış kimileri; dağda çobanın ırlaması gibi, ezgisi bozuk türküsünü çığırıyor. Başkalarını çarpıtarak yansılıyor. Birinin izleğinden koşmayı yol almak sanıyor. Şuradan buradan apardığı bilgi/izlenim kırıntılarını, gelişigüzel aktarmakla yetiniyor.

Çalakalem, aklına eseni özel duygulanımlarını yazanlara açık ne çok gazete, dergi var ki oralarda döktürüp duruyorlar. Önce kendisini, sonra nerede, hangi koşul ve konumda olduğunu keşfedemeyenler, gerçek yazarlara ön alıyor, yazmak eyleminin içi boşaltılıyor.

Yazmak eylemi:
* İnsanı uyarmak, sarsmak,
* İnsana yeni duruş kazandırmak,
* Yeni düşünüş ekenekleri açmak; yeni çevren açmak,
* Dili ve düşünceyi yazınsalın tezgâhında ince ince dokumak,
* İnsanı daha insanlaştırmak işçiliğidir.

Yazar:
* İnsanlığın ön sayfasından, orta ve son sayfasından birikimler almıştır.
* İnsanlığın geleceği için düş kurar.
* Var olan yargılara tersinden bakabilir, eleştirebilir.
* Edindiklerini yorumlayabilir.
* Metinden yeni metin üretebilir.
* Mevcudu katkılar, ileri sektirir.
* Öncesinden yararlanmakla birlikte, başkasının izini sürmekten sakınır.
* İnsanlığın, duyarlı yüreği, sorgulayan aklı, irdeleyen mantığıdır.
* İnsana yönelen kötülüğe karşı ayaklanan insansal tepkedir.
* Yalnızca kendisinin değil, insanlığın bilinç ve sorumluluğuyla yükümlüdür

İnsanın acısını, sevincini söyleyen ağzı; yazarlar, düşünürler ve sanatçılardır. İnsanlık değerleri olarak ne varsa elimizde, onların üretimi, bize bağışıdır.

Her yazar, kendisini yazar: Dünyaya, insana, olgulara kendi evreninden bakar. Dıştan algıladıklarını, beyninin tezgâhında dokuyup (düşünüş endüstrisi) üstüne kendi damgasını vurduktan sonra, sanat ürünü olarak sunar yazın alanına. Bir yazarın düşüncesi, duyarlıkları, yaşama bakış ve yazış biçemi, öz yaşamının derinliklerinden alır özsuyunu. Buradan bakınca yazara; derininde yatan kişilik etmenleriyle yazarın ürünlerinin örtüştüğünü görürsünüz. Yazarın o dipteki duyarlığının edim ve tutumunun ipuçları ürünlerindedir.

Her yazar, kendisini yazarken, gerçekte kendi ekin (kültür) ikliminin türküsünü söyler. Toprağının, insanının acısıyla kıvranır, sevinciyle kanatlanır.

Bilgisunar yazarları, henüz başlangıçta, giderek doğru yolu bulabilir, diyebilirsiniz. Keşke öyle olsalar, birbirlerine sövüyorlar, iftira ediyorlar. Sorumsuzluğu, özgürlük sayıyorlar.

Bilinçli, kendisinden, ülkesinden ve insanlıktan sorumlu yazarlarımıza gölge düşürebilirler mi kuşkusundayım da...

Mart 2013

Yazarın Önceki Yazıları:
Katran Karası Kin
Ayağı Yerli, Gözü Evrensel

Kitapsız Kafa Çöle Benzer

Sözlük
Kitapsız Kültür Topaldır
Aziz Nesin'i Anlayabildik mi?
İnsana Değgin
Öfke
Düşünce, Düşünüş
Düşünmek
Türkçe Denemeye Katkı
Yiğit, Sert ve Dik Adam mıyım?
Soyadı Sahtekârıyım
SÖZ VE İNSAN / (Sözüne bak, insanını tanı)
Sözcük Seçimine Özen
Seslendirme ve Noktalamanın Önemi
Dil Savrukluğunun Nedenleri
Dilimizde Edim ve Edicinin Özellikleri