|
Baget
ve Sopa
Dinledim mi,
okudum mu seçemiyorum. Nereden yazıldı belleğime bu ilginç, öğrencelik
öykücük? Ömrü yabanılda geçmiş çoban, günün birinde kente iner.
Kocaman bir salondan dışa vuran müzik çalınır kulağına. Merakla
salonun kapısını aralar, bakar yüksek bir yerde bir adam, elindeki
bageti sallıyor, onlarca çalgıdan, onun buyruğuna uygun ezgi yayılıyor.
Herkes, can kulağıyla dinliyor. Çıt yok!
Orkestra sonlandığında,
herkes ayakta alkışlıyor eli bagetli adamı. Kral da ayakta alkışlıyor.
Dinlediği ezgiler, çobanın dağdaki ırlamalarına benzemiyor; anlamsız
bulur orkestranın ezgisini. Hem niçin çalgıcıları değil de eli değnekliyi,
daha çok alkışladılar? Hayretle sopasına dayanır kalır bir yontu
gibi, kapının ağzında.
Kral, dışarı
çıkarken değneğine dayanık adamı görür. Çobanın da orkestrayı dinlediğini
sanır, sevinir. Hoşlanıp hoşlanmadığını sorar. Bizimki de o eli
değnekli adama ne kadar ücret verdiğini sorar krala. Duyduğu ücret,
aklına sığmaz, karın tokluğuna dağda davar otlatan adamın. "O
adam ne yaptı ki, elindeki değneği salladı durdu. Bakın, benim değneğim
daha büyük. Ondan daha iyi yaparım bu işi." der krala. Kral,
dinleyicilerin, orkestranın geri çevrilmesini buyurur. Bizimkine
de "Haydi sen çık yüksek yere, sopanı salla da çalgıları yönet."
der. Sopasını rasgele sallamaya başlar bizimki. Ama ne ki, curcuna
ve kahkaha tufanı…
Demokrasi Bir
Yaşam Orkestrasıdır
Demokrasi denen
yaşam orkestrasında da müzik orkestrasında olduğu gibi çeşitli çalgılar
vardır. Orkestrayı oluşturanların oturdukları yerin, alt üst konumda
olması, ellerindeki araçların büyüklüğü, küçüklüğü önemli değildir.
Ezgisinin uyumu, kuralına göre seslendirilmesidir değer taşıyan.
Ne elindeki çalgısı küçük olanı, ne en geride oturanı, ne de bagetiyle
orkestrayı yöneteni önemsizdir. Orkestra, üyelerinin tümünden oluşur.
Birinin aksaklığı tümüne yansır.
Özellikle, bu
son yıllarda, çevreme ve olgulara bakınca; o öykücüğün, belleğimde
niçin devinik kaldığını anlıyorum: Kof kişiliklerinin içini, boşluğuyla
doldurup, cakasını yutturmaya çalışan ne kadar insancık varmış!..
Ocak-Şubat
2014
Yazarın Önceki
Yazıları:
Anmak mı, Anlamak mı?
Uzağa Koşulanlar Yoksa
Dokunulmazlık mı, Koruma mı?
Sormayan Güdülür
Lütfen Biraz Öfkelenir misiniz?
Yazar - Bilinç - Sorumluluk
Katran Karası Kin
Ayağı Yerli, Gözü Evrensel
Kitapsız Kafa Çöle Benzer
Sözlük
Kitapsız Kültür Topaldır
Aziz Nesin'i Anlayabildik mi?
İnsana Değgin
Öfke
Düşünce, Düşünüş
Düşünmek
Türkçe Denemeye Katkı
Yiğit, Sert ve Dik Adam mıyım?
Soyadı Sahtekârıyım
SÖZ VE İNSAN / (Sözüne bak, insanını tanı)
Sözcük Seçimine Özen
Seslendirme ve Noktalamanın Önemi
Dil Savrukluğunun Nedenleri
Dilimizde Edim ve Edicinin Özellikleri
|