Osman BOLULU
Ana Sütüm Benim: Türkçe


Baget ve Sopa

Dinledim mi, okudum mu seçemiyorum. Nereden yazıldı belleğime bu ilginç, öğrencelik öykücük? Ömrü yabanılda geçmiş çoban, günün birinde kente iner. Kocaman bir salondan dışa vuran müzik çalınır kulağına. Merakla salonun kapısını aralar, bakar yüksek bir yerde bir adam, elindeki bageti sallıyor, onlarca çalgıdan, onun buyruğuna uygun ezgi yayılıyor. Herkes, can kulağıyla dinliyor. Çıt yok!

Orkestra sonlandığında, herkes ayakta alkışlıyor eli bagetli adamı. Kral da ayakta alkışlıyor. Dinlediği ezgiler, çobanın dağdaki ırlamalarına benzemiyor; anlamsız bulur orkestranın ezgisini. Hem niçin çalgıcıları değil de eli değnekliyi, daha çok alkışladılar? Hayretle sopasına dayanır kalır bir yontu gibi, kapının ağzında.

Kral, dışarı çıkarken değneğine dayanık adamı görür. Çobanın da orkestrayı dinlediğini sanır, sevinir. Hoşlanıp hoşlanmadığını sorar. Bizimki de o eli değnekli adama ne kadar ücret verdiğini sorar krala. Duyduğu ücret, aklına sığmaz, karın tokluğuna dağda davar otlatan adamın. "O adam ne yaptı ki, elindeki değneği salladı durdu. Bakın, benim değneğim daha büyük. Ondan daha iyi yaparım bu işi." der krala. Kral, dinleyicilerin, orkestranın geri çevrilmesini buyurur. Bizimkine de "Haydi sen çık yüksek yere, sopanı salla da çalgıları yönet." der. Sopasını rasgele sallamaya başlar bizimki. Ama ne ki, curcuna ve kahkaha tufanı…

Demokrasi Bir Yaşam Orkestrasıdır

Demokrasi denen yaşam orkestrasında da müzik orkestrasında olduğu gibi çeşitli çalgılar vardır. Orkestrayı oluşturanların oturdukları yerin, alt üst konumda olması, ellerindeki araçların büyüklüğü, küçüklüğü önemli değildir. Ezgisinin uyumu, kuralına göre seslendirilmesidir değer taşıyan. Ne elindeki çalgısı küçük olanı, ne en geride oturanı, ne de bagetiyle orkestrayı yöneteni önemsizdir. Orkestra, üyelerinin tümünden oluşur. Birinin aksaklığı tümüne yansır.

Özellikle, bu son yıllarda, çevreme ve olgulara bakınca; o öykücüğün, belleğimde niçin devinik kaldığını anlıyorum: Kof kişiliklerinin içini, boşluğuyla doldurup, cakasını yutturmaya çalışan ne kadar insancık varmış!..

Ocak-Şubat 2014

Yazarın Önceki Yazıları:
Anmak mı, Anlamak mı?
Uzağa Koşulanlar Yoksa
Dokunulmazlık mı, Koruma mı?
Sormayan Güdülür
Lütfen Biraz Öfkelenir misiniz?
Yazar - Bilinç - Sorumluluk
Katran Karası Kin
Ayağı Yerli, Gözü Evrensel
Kitapsız Kafa Çöle Benzer

Sözlük
Kitapsız Kültür Topaldır
Aziz Nesin'i Anlayabildik mi?
İnsana Değgin
Öfke
Düşünce, Düşünüş
Düşünmek
Türkçe Denemeye Katkı
Yiğit, Sert ve Dik Adam mıyım?
Soyadı Sahtekârıyım
SÖZ VE İNSAN / (Sözüne bak, insanını tanı)
Sözcük Seçimine Özen
Seslendirme ve Noktalamanın Önemi
Dil Savrukluğunun Nedenleri
Dilimizde Edim ve Edicinin Özellikleri