Yalçın DİKER
Diyaspora-Türk

 

Anı Yaşamak

Sinir içinde salona girdiğinde burnundan soluyarak "Kimi insan yaşamasını bilmiyor, bilmediğiyle kalsa yine iyi, bir de başkalarının yaşamasına engel oluyor" diyordu.

Yaşım 22-23 o sıralar. Bahriye'de çiçeği burnunda bir subayım. İçeri girense mesleğinin sonuna gelmiş gemi komutanı. Öfkeli bir kızgınlıkla hızlı hızlı konuşuyor. Konu neydi, niye öyle konuşuyordu bilmiyorduk, soramazdık, sorsak da söylemezdi zaten. Ama o gün söyledikleri birer çivi gibi çakıldı aklıma, bir daha da hiç çıkmadı.

"Kendi yaşamasını bilmiyor, bilmediği gibi başkalarının yaşamasına da engel oluyor. Oysa şöyle kafasını kaldırıp da bir baksa gökyüzünün, dağların ve denizin güzelliğini bir görebilse…"

Üzerinden 30 yıla yakın süre geçmiş. Köprünün altından çok sular akmış. Dünya değişmiş, Türkiye değişmiş, biz değişmişiz. Çok kutuplu dünya kendini tek kutuplu kapitalist düzene bırakmış… Türkiye'de birinci cumhuriyet sona ermiş, Türkiye yeni dünya düzeninde yerini alma hazırlıklarını hızlandırmış… Kader bizi de almış bambaşka bir ülkede bambaşka mecralara, maceralara sürüklemiş.

Hayatın harala-gürelesi içinde, elbette hepimiz bir yandan kaygılar içinde yaşarken, bir yandan da hayatın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Çalışıyoruz çalışmasına da, ne kadar başarılıyız bu konuda?

Kafamızı kaldırıp da gökyüzünün, dağların ve denizin güzelliğini görebiliyor muyuz?

Acıkmadan tokluğu, parasız kalmadan tasarrufu, hastalanmadan sağlığı, yitirmeden sevdiklerimizin değerini bilsek. Çocuklarımızın her yaşının tadını zamanını kaçırmadan çıkarabilsek…

Sabahları gidilecek bir işe, akşamları dönülecek bir eve, sarılıp uyuyacak bir eşe, başımızı gömerek koklayacak çocuklara sahip olmanın tadını çıkarsak..

Mutlu olmanın ve başarmanın yöntemlerinden birisi de, içinde bulunulan güzelliklerin farkında olmak ve bunun için şükretmek olsa gerek.

Bana kalırsa yaşadığımız güzellikleri ve mutlu olmamız gereken hususları yazıya dökmeli, sonra da sabah akşam okumalıyız. Bu listeyi de aklımıza geldikçe geliştirmeli, özelikle de sıkıntılı olduğumuzu düşündüğümüz anlarda açıp okumalıyız.

Örneğin ben kendi adıma şükretmeliyim ki,

Çocuklarım var, sağlıklı analarına babalarına saygılı ve topluma yararlı,

Anam babam kardeşlerim sağ,

Özgür bir ülkede, özgür ve diğerleriyle eşit bir vatandaş olarak yaşıyorum,

Sevdiğim insanla birlikte başımı sokacak bir evim, yaşlandığımda kimseye muhtaç olmadan yaşayacağım bir sosyal güvencem var,

Geceleri yatağa yattığımda, sabahları sokağa çıkarken hayatımdan, güvenliğimden endişe etmiyorum,
Sağlığım yerinde, toplumsal sorumluluklarımı yerine getiriyorum. Okuyup yazabiliyor, öğrenebiliyorum.

Kışın üşümüyor, yazın tatile gidebiliyorum.

Bütün bu düşüncelerimi Bizim Anadolu gibi saygın bir gazetede memleketten 10 bin kilometre uzakta kendi dilimde sizlerle paylaşabiliyorum…

Çok şükür, çok şükür…

Yaşıyorum…

Ekim 2010

Yazarın önceki yazıları:
Kesilip Saklanacak Bir Yazı
Harcamak
İlişki
Çağdaş Türkiye'yi Kim Koruyacak?
Başarı
Bizim Ermeniler
Bilmiyorum
Federasyon
Altıkat'ı Anma Töreni Üzerine
Çıktık Açık Alınla
Yorumsuz Yorum
Adam Olmak İstemiyorum!
Kanada - Türkiye Diplomatik İlişkileri Alt Düzeye İndirilmelidir!
24 Nisan
Kendimize Sormamız Gereken Soru
Ottava Türk Derneği (3)
Ottava Türk Derneği (2)
Ottava Türk Derneği (1)
İki Kere Okunması Gereken Yazı
Kanada Parlamentosunda İlk Türk Parlamenter
Gün Gelir
Boşuna Yazılmış Bir Yazı
Ottava Türk Festivali
Örgütlendiremediklerimizden misiniz?
Çağdaş Ağalık Sistemi
Türkiye Laiktir, Laik Kalacak
Eleştiri Delinin Düdük Çaldığı Gibi Yapılmaz!
Başım Ağrıyor
Sivrisinek Masalı
Hadi Görünelim!